Gebze genşliğin yeni ikonu. Bu ne lan, adım başı cam tavanlı ya da camı folyolanmış i30 var burda.
O değil de bu arabayı gerçekten türkiyede kullanan ilk 20 kişiden biriyim, ki profesyonel işeri sürüş teknikleri eğitmeniydim o zamanlar. (bkz: Autodrom).
Altı adet geldi piste ve 1 hafta boyunca kullandık. Pistte zorladık, çamura soktuk, tem'e kaçak girdik (plaka bile yoktu). O zaman tüketici esp'nin ne olduğunu bilmezken, i30'da en düşük versiyonda bile standarttı. Yol tutuşu esp'li veya esp'siz çok iyiydi.
Tüm eğitmenler araca ilk binerken "tsıhh, hyundai mi, meehhh" şeklinde binip, inerken "ossüktüürrr hyundai'ye bah hele, bu ne lann" diye iniyorduk. Ethem genim bile, beyler bu araba çok iyi olmuş dedi.
Son kasaya hiç binmedim ama ilk kasadan ne olacağı belliydi bu arabanın. O yüzden "bak össgee, polo bile etmez tıaağmmıaa" diyenlere, "bi çarpışmada ossekiz parça değişti annagoym (sana bişey olmaması mühim, darbe emilmesi, euro ncap falan çok tuhaf şeyler tabii)" şeklinde ağlaşanlara pek kulak asmayın.
Profesyonel gözle bakılacak olursa, olmuş bir otomobil bu. Ha, ikinci eli fikinci beli falan bilmem ben. Fluence ve linea diye otomobiller kralı ikinci elin. Bu da memleketimizde ne kadar sağlıklı ikinci el piyasası olduğunu doğruluyor.
