kadınların psikolojik sorunlarının nedenleri

entry16 galeri
    6.
  1. Yukardaki entry nin devamı.

    Diğer taraftan, toplumun modernleşmesine karşın 16-24 yaş arası kızların/kadınların %60’ı evde oturmayı sürdürüyor. Kuşkusuz bu oranın içinde eğitim alan da var almayan da.
    Öte yandan, tüm dünyada kadınların rol ve statüleri erkeğe göre belirleniyor hâlâ. Diğer bir deyişle, modernleşme ataerkil toplum yapısını aşmadı. Erkek gibi kadın deyişi bir övgü iken, kibarca söylersek kadın gibi erkek bir sövgü niteliği taşıyor. Kadının ikinci cinsliği sürüyor.

    Psikolojik Teşhis: Kadınların Öncelikli Şikâyetleri
    Tarihin bu aşamasında, yukarıda zikredilen bağlamda kadınların psikolojik sorunları erkeklerden farklılık arzediyor. Psikolog/psikiyatr muayenehanelerinin danışanlarının çoğu kadınlardan oluşuyor.
    Kadınlar erkeklerden iki kat fazla oranda, kızlar ise oğlanlardan sekiz kat fazla oranda depresyon geçiriyorlar. Kadınların yeme bozukluğu yaşama durumu ise erkeklerin dokuz misli. Anksiyete şikâyeti ise kadınlarda erkeklerden iki-üç kat daha çok. Bir travma sonrasında kronik stres bozukluğuna yakalanma olasılığı ise, kadınlarda erkeklerin iki katı. Kızlar oğlanların iki buçuk katı fazla sayıda çocuklukta cinsel istismara uğruyor. Kadınların aile içi şiddete, açıklansın ya da açıklanmasın çok yaygın olarak maruz kaldığı ise bilinen gerçek. Türkiye’de eşi tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadınların oranı %51. Yüksek öğrenim görmüş kadınların %11.8’i en az bir kez eşinden dayak yediğini bildiriyor. Yüksek öğrenim görmüş erkeklerin ise %17.8’i en az bir kez eşine şiddet uygulamış.
    Doğum kontrolü yaygınlaşsa ve kadının kendi vücuduyla ilgili karar alması yaygınlaşsa da, annelik kadının birincil kimliği olmayı sürdürüyor. Örneğin Türkiye’nin toplumsal yapısı evlilik dışı çocuk sahibi olmayı da onaylamadığı için, kadınlar, zamana karşı yarışır bir hırsla evlenip çocuk sahibi olma baskısı altında yaşıyorlar. Bu süreçte bireysel tutumdan çok toplumsal öğrenme etkili oluyor. Gebelik süresinde ilgi odağı haline gelen kadın, doğum sonrasında depresyon yaşıyor. %10-15 oranındaki anne, özellikle sosyal ve ekonomik destekten yoksunsalar aşırı üzüntü, yorgunluk, bebeğe ve hayata ilgisizlik, değersizlik tezahürüyle özetlenebilecek bu psikolojik soruna maruz kalıyorlar. Kimi iddialara göre, bilinçli ya da bilinçsizce gebe olunmadığının bir göstergesi olarak yaşandığından sıkıntılara yol açan adet dönemi[; çocuk sahibi olma kapasitesinin yitirilişi olarak nitelendiği için menopoz da, depresyon, alınganlık, duygusal iniş çıkışlar gibi şikâyetlere neden olabiliyor. Özellikle çocuksuz kadınlar menopoza yaklaştıkça toplumsal baskının neden olduğu psikolojik sorunlardan şikâyet edebiliyorlar.
    0 ...