erasmus

entry463 galeri
    28.
  1. "sunun surasinda iki guncuk kaldi, iki ayini birakmama " dedigim programdir.

    ehh, aslinda bunun bir de oncesi vardi sanki, her sey 2003 senesinde universiteye * girince baslamisti tabii ki, o zamanlar kim biliyordu ki, basarili bir ogrenci olacagini ya da, " lan x var ya, yine kalir ya da dd li bi not alir da, diger sumsukler gibi notlari asagi ceker, biz de notlari yukseltiriz" gibilerinden hakaretlere mahrum birakilacak ogrenci olabilecegini...

    neyse oyle boyle derken, yds girip de, ingilizce denen b.ka bir turlu universite dersliklerinde okuma sansina nail olamayanlardan birisi olarak da, "ingilizce okumayan ne okur ki, almanca okur tabii ki" mottosunu birileri kulagima kamet getirmis olacak ki, ben de, ingilizce nin yandan yemis olani, bir tur, bir nevi, ingilizce ye kasmaya g.tu yemeyenleri koruma dil i olarak gorulen almanca ya girmistim...

    yine efendim, 2003 de basladiktan sonra, ama acisiyle, ama tatlisiyla, yeni insanlarin taninmasi ve de universite hayatina iyice isinilmasiyla (hatta bir bkz cuk oturacaktir derim sanki ben burada) (bkz: universitede ogrenci olmak), ve de en onemlisi, "gir olm su sinava sen kazanmican da ben mi kazancam, lan inek modelli okuuzz" gibilerinden kadir inanirvari motivasyon cumleleri sonucunda, birazcik da ganosuna guvenen bu ademoglu olan bendeniz, olayin vehametini kavrayip da, farkli bir dunya ya acilacaginin bilincine vardiktan sonra, ne olmustur efendim kazanmisimdir tabii ki... "kendini ovme len sabah sabah, kafayi caktim mi monitorden; hastanelik ederim seni" derseniz basim ustunesiz vallahi...

    yok oryante edecez sizi, bak toplantilara katilmazsaniz, kaka olursunuz, islemlerinizi gormeyik bak soora, gibilerinden keklemelerle gecen, ve de vize islemleriyle daha gitmeden elin avrupalarina kendisinden yazin sicaginda bezdirmis program olsa da, bayram sonrasi ve de hemen akabinde de, 23 olacak senelik hayatim boyunca ilk defa ucaga da binmeme salik vermis programdir...

    neyse, ucaktan indik mi, yok anneler yok babalar, yok vedalasmalar hepsini yazsam, sozlugun veritabani dile gelip de, kizilcik sopasiynan pekmezime tahin bandirir walla, iste iki ayi doldurtmustur bana. oyle ya da boyle, arkanizda biraktiklariniza bakmadan, eger imkaniniz varsa denemenizi kesinlikle tavsiye edecegim programdir. almanca konusacam diye, almanya ya gelirsiniz, bir gidim ingilizce kalmistir aklinizda, kelime namina hicbir sey hatirlamazsiniz, var oldugunuz yurdunuzdaki arkadaslariniz da birakin almanca yi, ingilizce yi, buyuk cogunluluk olustumalarindan dolayi, ispanyolca ya da italyanca konusmaktadirlar; bildiginiz almanca nizla bile, - almanlar haric tabii ki - kral olursunuz aralarinda, yanlislarini duzeltirsiniz. ayrica, parti olaylari da boldur, o da size kalmis bir olgudur tabii ki, eger sadece parti olayina girecegim derseniz ki, tavsiye edilmemektedir, bir de msn deki gerzek turk abazasi arkadaslarinizla fazlacana takilmamak icin, offline takilmaniz tavsiye edilmektedir, cunku sonuna kadar samimi olmaya calisacagim bu yazimda yazacagim uzere, sahsimca su tarz diyaloglar cok yasanmistir;

    + olm naptin lan, ayikliyon mu alman karilarini ?
    - yok be abicim, daha dur geleli iki ay oldu *
    + bak var ya bi zikmeden gelirsen, arkadasim demem ben zikerim seni :P
    - oldu anacim bi posta da senin icin kayarim...
    +iste onu bunu anlamam ben...
    - yok olm ben gonul adamiyim, hemen oyle islere gelemem !
    + iyi o zaman ben senin o 5 numara futbol topu kivamindaki koca kafani zikeyim :D

    gibilerinden diyaloglarin ardindan iki dakikaya kalinmaz kapatilir msn denen, avrupa ellerinde iken en ucuz iletisim araci olarak sadece ebeveynlere ve de kimi zaman gercekten de ozlediginiz arkadaslariniza karsi kullanilmasi gereken zamazingo, "maykrosoft oyuncagi"...

    dersler, dil, odevler, sinavlar tabii ki program olusturur, onlar olmazsa olmazlaridir; tuzu biberidir bu programin, ama o kadar da olsundur; sonucta erasmus programi ile gelmissinizdir; birseyleri kaybetme pahasina burdasinizdir; ya da emeksiz yemek olmaz nidalari kulaklarinizda cinlamalidir...

    yemek olayinda da asarsiniz kendinizi, kimi zaman makarna fidani salacak moda girseniz de, mideniz hayatinizda gormedigi kadar abur cubur gorur belki de, ne de olsa market arabasinin kumandasi sizdedir, eger ota b.ka para harcamayan birisi iseniz, ya da sigaraniz olmayip da pek cok icki olayina, gerek kalmadikca girmiyorsaniz, lidl a bol bol, cipil cipil yurocuklari bayilirsiniz. ama yine de dedigim gibi, turkiye den ayrilirken elinizde olan kilonuz, daha da artabilir... eklenmesi gereken yemek olayindaki bir diger nokta ise, hayatinizda turkiye de yediginizden belki de daha fazla doneri burada yiyeceginizdir. "hadi ne yiyelim, ne yiyelim; eee, doner yiyelim" gibi pek cok olaya maruz kalirsiniz...

    ogrencilik yaftasina sahip birisi olarak, ders olayi disinda da, avrupa schengen vizenizle birlikte gezilecek bir tur merkezi gibidir; imkaniniz cercevesinde, gidiniz, geziniz, gorunuz demektedir nacizane bunyem...

    ehh, bir de arkadaslik olayi vardir tabii ki, ama yurtta ya da kaldiginiz yerde olsun, ama okulda olsun, goreceginiz, tanisacaginiz, belki de yeni arkadasliklara yelken acacaginiz surusuyle de insan taniyacaksinizdir tabii ki; ileriye donuk avrupa planlarinizda, belki de o planlarinizin bir parcasi olabilecek...

    efendim, kisacasi, su an 06.10* olan ve de hic uyumamis bir bunyenin yazmis oldugu yaziyi okumanin gazina geliniz, varsa dusunceniz, giriniz bu programa; yaklasik iki ayim var, bakalim neler gorecegim diye gecirmiyor degilim icimden...

    (bkz: uludag universitesi)
    (bkz: almanca)
    (bkz:hamburg
    3 ...