dünya'ya geliriz, yeriz iceriz, sicariz, kazik atariz, kaziklaniriz, ölüme karsi tibba siginir düzenbazlik yapar öyle ya da böyle yasar ve gebeririz.
bunlara okey, asagi yukari sekiller farkli olsa da öz olarak ayni seyleri yaşariz.
fakat nedense insan kendini ve yasadiği hayati sorgulamaktan imtina ile kacinir. ödediği bedellerin, gömdüğü gencliğinin, bin bir teferruatla ve burokrasinin azgin carklarina karsi vermiş oldugu mucadeleyi sorgulamaktan kaçar.
bunun nedeni elde ettiklerinin harcadiklarindan fazla olmasi olabilir. eğer mutsuzlugun, tatminsizliğinin büyük merceği altina - ben ne için yaziyorum, neden bunu yapiyorum- tuttugu vakit hayatini, istemediği golyatlar ile karsilasir.
hani olur ya kan görmeye dayanamayan insanlar vardir. bir tarafta usul usul akani görmemek için gözlerini kaparlar. ama ne kadar da kendilerini kandirsalar gözlerini kapayarak, arkadas kan akiyordur.
işte sorgulamaktan ve onun getireceği bedellerden kaçanlar gözlerini kapatirlar ve 'ben kan man görmüyorum sadece koyu kahverengi cizgili helezon sekiller görüyorum'derler.
ama ne olursa olsun kişi önce kendi yargici olmali ve kendine verdiği yargiya sonuna dek uymalidir. kendine fazlasiyla gaddar olan kişi için diger toplum fertlerinin yargilari pamuk prenses masali gibi gelir.
iş-ev-kahve ücgeninde raks eyleyen kuru kalabaliklarin kendi tutuculuklari içinde içlerinde bulunduklari kazan-tüket ye mantalitesinde yürüyorlar.
leman dergisinde cok sevdiğim bir cizer olan can barslan'in bir karikaturu vardi bu hafta. milli piyangodan 10 trilyon kazanan herifin 20 milyarlik akbil doldurmasini resmetmişti. üstüne üstlük karikatür anlaticisi ise söyle diyordu ' abi yok işte.. 10 trilyonluk büyük ikramiye kazandi ama harcamasini bilmiyo ki herif.. hedef yok, ideal yok, vizyon yok işte..'
aslinda ne kadar hazin değil mi? sebep bence - biraz abartma olucak tabiki karikatur bu- yasadiği hayati sorgulamamak ve bunun için çözümler kurmamaktir.