sen, ben, o... hepimizin ister istemez düştüğü kara delik bu. aldatan sevgilinin verdiği güvensizliği karşına çıkan gerçekten aşkı hakeden bütün kalbini verebilecek birinden çıkarmak, senin çocukluğunu çalan anne/baba'nın acısını aile kurumundan belki de doğmuş çocuklarından esirgemek, vefasız bir dostun ihanetini iyi niyetli 3. kişileri hırpalayarak dizginlemek...
neden yaparız bunu? neden ikinci bir şansı çok görürüz? başkalarının haksızlığını bir başkasına haksızlık yaparak mı ödeşmiş oluyoruz? peki ya affetmek? daha kolay değil midir her zaman kinden? affedebilmek... kendini affedebilmek, sana ihanet edenleri affedebilmek, sana acı çektirenleri bağışlamak... alıp bağrına basmana gerek yok sadece azad et artık onu. bırak sana verdiği zararla beraber defolup gitsin, ruhunun hapisliğinden iyi midir?