ilkokul ikideyim. Suluboya çalışacaktık o gün. Fırçamı evde unuttuğumu farkettim. Hocaya çaktırmadan herkes gibi başladım yapmaya gömüldüm deftere. Tabi fırçam yok düşündüm nasıl yapsam diye. Parmağımla yapmak zorundaydım. Yaptım bitirdim çaktırmadan. Hoca geldi resimleri kontrol ediyor. Bende durdu. Baktı baktı. "Bu resmi nasıl yaptın?" Dedi. Eyvah dedim sıçtım şimdi... Bide yalan söyleyemiyorum. Parmağımla yaptığımı söyledim. Sonra beni yanına çağırdı masasına. Korkudan ölüyorum ama giderken. Sonra bana, çok yetenekli olduğumu, resim kursuna gitmek isteyip istemediğimi sordu. Masrafları o üstlenecekmiş. isterim dedim tabi ki. Çünkü resim yapmaya bayılıyordum. Ama sonra başka sıkıntılardan ötürü gidememiştim. Aradan 18 yıl falan geçti sanırım. Yıllarda başka bölüm okuyarak hayatımın içine sıçtım. Kader işte. Ama şuan resim öğretmenliği son sınıf öğrencisiyim. O adam benim için unutulmaz bir insandı. Zaten çok severdim kendisini. Toprağın bol olsun Şerafettin Kiraz...