Hayaller genelde güzel bir gelecekle ilgilidir ve bunu genelde bir yabancı üzerine kurarız. Daha bu hayatta kendimize zor inanırken bir yabancıyı olmayacak hayallerimize alet eder sonra da onu suçlarız. Şöyle bir düşünelim... Herhangi biriyle ilgili değil yalnızca kendimizle ilgili kurduğumuz pek çok hayali dahi gerçekleştiremiyoruz. Peki madem öyle neden bizim hayallerimize uymadığı için bir yabancıya kızıyoruz? Buna gerçekten hakkımız var mı? Elbette haklı olduğumuz durumlar var... Örneğin o şahısla ilgili hayaller kurmamızın sebebi o kişi olabilir. Böyle durumlarda elbette o da suçlu olur. Size bir soru... Biriyle tanıştınız ve ondan hoşlanıyorsunuz oysa o kişinin bundan hiç haberi yok. Muhakkak ki onunla ilgili hayaller kurarsınız peki bu durumda olaylardan zerre haberi olmayan kişiyi neden suçlarsınız. Konuyu çok çarpıttım kusuruma bakmayın..
Hayallerin ne yazık ki yalnızca küçük bir yüzdesi gerçekleşebiliyor. Doğal olarak da her insan gerçekleşmeyecek hayallerden fazlasıyla kuruyor. Ve bu hayallerin büyük bir kısmının da gerçekleşmeyeceği bizler tarafından biliniyor. Bile bile kendimizi üzme oranımız oldukça fazla insanoğlu olarak.
