hep merak ederdim nasıl bir şey diye.
bugün başıma gelen olaydır. beni yalnız yakalamıştır. insafsız bari kafamı tutacak biri olsaydı.
çok kalabalık ve sıkış tepiş yerlerde başlangıcı olduğunu düşündüğüm şeyi hep yaşamışımdır fakat hiç gözde kararma, iletişim kopukluğu vs. olmamıştı.
otobüslerde veya metroda hep önce kulaklarımda bir sıcaklık hissederdim. sonra birden etraftaki sesler uğultuya dönüşürdü, direği kavrayan elimin gevşediğini hatırlardım fakat daha fazlası olmazdı.
bugün ise okuldan eve geldim. leş haldeki salonu topluyorum. ama görseniz etrafı bok götürüyor.
kendime küfredip duruyorum çünkü salonu o hale getirebilecek benden başka insan yok evde.
aldım elime tepsiyi, sehpadaki bardakları topladım. sonra mutfağa gittim. mutfağın kapısından geçtiğim anda yine kulaklarımda o sıcaklığı hissettim, kulaklarımda ise iğğğrenç uğultu.
geçer diye fazla üstelemedim.
sonra midemin resmen yukarı kaydığını hissettim. bir anda sıcak bastı ama üşüdüm. ellerim karıncalandı ve elimdeki bardaklar her tarafa saçılmış şekilde duvara yaslanmışım. başımda hafif bir şişlik.
zaten gözlerimi bir açtım fayansın kararmış aralarını görüyorum. gözün kör olsun silit beng. boşuna para vermişiz.
saatlerdir alnımın yanında yemek kaşığından hallice şişliğim ve onun üzerindeki çiğnenmiş ekmek ile birlikte oturuyoruz. başka önerisi olan varsa lütfen bir yardım.
ve mümkünse fayans aralarındaki kirleri sökecek bir öneri.