aslına bakarsan sevgilim bu mektup adının önüne eski sıfatını yerleştirecek. hayatımın son 3 4 yılı gerçekten son sürat bir şekilde iğrençleşti. hayatım iğrençleştikçe ben kendimi biraz daha kirli görür oldum. yeri geldi bulunduğum yeri sorguladım, yeri geldi nerede olmak istediğimi. ve şu anda pamuk ipliği ile bağlı olduğum hayatta bir belirsizliğe daha yer bulamıyorum. inişli çıkışlı, ayrılmalı barışmalı ilişkimize bir son vermemiz gerek artık. yüzümdeki gözyaşlarının arka fonunu tek bir cümlenle gülümsemeye çevirebiliyor da olsan onlar akmaya devam ediyorlar. o omzun benden çok uzakta. kafamı gömmek istediğim, kokusunu içime çekmek istediğim o bedenin benim yanıma ne zaman gelecek bilinmez. bir şeyler bitiyor da olsa bana söylediklerine, beni sevdiğine inanmak istiyorum. hayatımın sonuna kadar acaba nasıl olacaktık, haksızlık mı ettim diye düşüneceğim ve içimde bir ukte olarak kalacaksın. 23 yılda bu denli uyumu yakalayabileceğim biri daha olmaz sanırım. birlikteyken etraf için maksimum troll halimizden ötürü tehlikeliydik zaten. ve bir çocuğumuz olsa sanırım hayattaki en büyük sorunumuz baş gösterirdi. bu iki genetik yapının harmanlanması çok korkutucu bir olay. gözümden yine yaşlar akıyor ve ben bu yaşlarla içimden seni söküp atabilmeye çalışıyorum. ve sevgilim sana çok söylemedim ama giderken bil istiyorum, seni seviyorum. yaşadığın hayat senin tercihin değildi, sen de bu şekilde olmasını istemezdin, bu kadar sorumluluğun olmasını istemezdin biliyorum. limoncu olsam böyle olmazdı ama o zaman da sen bana bakmazdın diyen şapşal sevgilim içini hep böyle temiz tut. seni uzun süre bekleyebilecek iyi insanları sev. üzmesinler seni, benim gibi bırakıp gitmesinler. gücüm yok üzgünüm. seni sevmeye gücüm var ama sensiz kalmaya, sana güçsüz olduğumu göstermemeye tek başıma ayakta kalmaya çalışırken seni özlüyor olmaya gücüm yok.