aylardan eylül mevsimlerden sonbahar. ulu manitu kişisinin başı vücudu kaşıntılarla beladadır. vücudu sıcaklayınca hemen kaşıntılar başlamaktadır sanki vücuda 100lerce iğne saplanmaktadır ama bunlar sadece kaşıntıdır. ortada ne bir kızarıklık ne bir şişlik vardır. sadece kaşıntı. daha sonra bu sinsi kaşıntılar saklanır ve aylardan şubat mevsimlerden kışta tekrar ortaya çıkar. sıcaklayınca kaşıntılar nedeniyle vücudunu ıslatır ve -5 derece şubat soğuğunda çırılçıplak balkonda durur. fakat hala kaşıntıdır bunlar sadece. bir gün ders sırasında o kaşıntı yine başlar fakat bu sefer dayanılmayacak seviyededir. koşarak dersi terkeder, lavaboya gidip vücudunu açar ve o acı tabloyla karşılaşır. bütün vücudu küçük, kırmızı beneklerle kaplanmıştır ve deli gibi kaşınmaktadır. hemen acile koşulur. acildeki doktor kişisi bir iğne vurur ve aerius film tablet verip eve gönderir tabi ulu manitu kişisi bununla yetinmez. hemen cildiye randevusunu alır ve randevu gününe kadar ataklar tekrarladıkça vücudundaki kızarıklıkların fotoğrafını çeker. randevu günü gelip çatar ve tesadüftür ki tam doktorun kapısının önünde atak başlar. hemen içeri girilir, doktora gösterilir sende ürtiker var halk arasında kurdeşen teşhisi konulur. alerji testi için kartal eğitim araştırmaya gönderilir hasta kişisi. artık hayat ulu manitu için hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. kaldığı evde evin geri kalanı fırın gibiyken kendi odası alaskadan bir parça olmuştur artık.
edit: vucudu suyla islatip serinletmek kaşıntı için kesin çözüm.