Biyolojik olarak "rahatsızlık" ya da sadece "hormon bozukluğu" olarak tanımlamanın yetersiz olacağı bir fenomendir.
öncelikle eşcinsellik sadece bir hormon bozukluğu değildir ve tedavisi mevcut değildir. Pediatrics 2004 haziran sayısında American Academy of Pediatrics tarafından yayınlanmış sexual orientation and adolescents makalesinden: (kaynak: Frankowski BL; American Academy of Pediatrics Committee on Adolescence (June 2004). "Sexual orientation and adolescents". Pediatrics 113 (6): 1827)
"Sexual orientation probably is not determined by any one factor but by a combination of genetic, hormonal, and environmental influences."
yaklaşık olarak türkçeye şöyle çevrilebilir: "cinsel yönelimin tek bir faktör tarafından belirlenmez, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bunda etkisi olduğu düşünülmektedir."
ufak bir araştırmayla çok daha fazla araştırmaya ulaşabilir gerçekten merak eden yazarlar ancak benim kanıtlamak istediğim şey için sadece bu yeterli olduğundan uğraşmıyorum -ve üşendiğimden.
****
evrim mekanizmalarına ters görünen bir şeyi doğrudan "hastalık" "rahatsızlık" olarak tanımlamak saçmalıktan başka bir şey değildir. öncelikle şunlara bakınız: S.W. Cole, Social threat, personal identity, and physical health in closeted gay men, in Sexual orientation and mental health: Examining identity and development in lesbian, gay, and bisexual people, 245-67 (A.M. Omoto & H.S. Kurtzman eds., 2006); E.D. Strachan et al.,
Disclosure of HIV status and sexual orientation independently predicts increased absolute CD4 cell counts over time for psychiatric patients,
Psychosomatic Medicine, 69, 74-80 (2007); P.M. Ullrich, et. al., Concealment of homosexual identity, social support and CD4 cell count
among HIV-seropositive gay men, 54 J. of Psychosomatic Research 205- 212 (2003)
bu makaleler eşcinselliğin fiziksel veya zihinsel bir "rahatsızlık" olmadığını, eşcinsel bireylerin gayet sağlıklı olduklarını anlatıyor. Şimdi de sıra asıl hatalı olan argümanda: doğal seleksiyonun doğanın şleyişi vardır ve eşcinsellik bu işleyişe karşıdır, doğanın dahilinde değildir. Öncelikle insanlarda %11e ulaşan oranda (kaynak: Gary J. Gates, Williams Distinguished Scholar; April 2011; How many people are lesbian, gay, bisexual,and transgender?. link: http://williamsinstitute....-People-LGBT-Apr-2011.pdf ) görülüyorsa bu doğanın dahilindedir. hatta insanı da bırak, daha 1999da 1,500 türde -primatlardan bağırsak kurtlarına- eşcinsellik gözlemlenmiş ki bu sayı bugün çok daha fazla ve hala kayıt altına alınamamışlar türler var (Harrold, Max (1999-02-16). "Biological Exuberance: Animal Homosexuality and Natural Diversity". The Advocate). şimdi doğada bu kadar çeşitli ve bu kadar sık gözlenen bir fenomeni "doğal değil" ve "evrim mekanizmalarına" aykırı diye nitelendirmeden önce biraz düşünmek gerek. Evolution and Human Behavior'da 2008de yayınlanan Genetic factors predisposing to homosexuality mayincrease mating success in heterosexuals başlıklı çalışmada biliminsanları şöyle diyor: "it is not known how homosexuality, which tends to lower reproductive success, is maintained in the population at a relatively high frequency."[...] "while genes predisposing to homosexuality reduce homosexuals' reproductive success, they may confer some advantage in heterosexuals who carry them"[...] "genes predisposing to homosexuality may confer a mating advantage in heterosexuals, which could help explain the evolution and maintenance of homosexuality in the population" yani diyorlar ki: evet eşcinseller üremiyor ve genlerini gelecek nesle aktaramıyor, bu yüzden de doğal seçilimde eşcinselliğin yok olacağını öngörmek mantıklı olabilirdi. ama heyhat! şu işe bakın ki insan ve diğer hayvan popülasyonlarında gayet yüksek bir frekansda rastlanılıyor. bu kadar zaman sürüklenip bugünlere geldiyse bu fenomen ve bu kadar sık raslanıyorsa, o zaman bir şekilde -doğrudan mantık yürütmeyle anlaşılamayak bir şekilde- doğal seçilime hizmet ettiğini varsayabiliriz -sadece tam mekanizmasını bilemiyoruz.
velhasılıkelam eşcinsellik bir "hastalık" veya "rahatsızlık" değildir ve eşcinsel bireyler heteroseksüel bireyler kadar sağlıklıdır. ayrıca hormon bozukluğu da değildir ve "tedavisi" yoktur-tedavi gerektircek bir şey yoktur ortada aslında. homoseksüellik "doğal"dır ve doğada gayet sık rastlanabilinir. ilk bakışta doğal seçilime ters gelse de bu kadar sık rastlanması bunun, popülasyonun gen havuzuna bir şekilde katkıda bulunduğunu gösterir. bu arada şöyle bir mantık yürütme de saçmalıktan ibarettir: evrim mekanizmlarına ters görünen herhangi bir şey biyolojik olarak "rahatsızlık" değildir. hele gereğinden büyük beyinlerimizle bu mekanizmaları gayet manipüle edebildiğimiz şu günlerde.