bugüne kadar okuduğum en kaliteli 3. kitap. 1 ve 2 yi söylemem. okuması zor, okuyan herkesin, kitabın muhteviyatında barındırdığı cümleleri iliklerinde hissetmesi, idrak etmesi, teneffüs etmesi zor.
söylenildiği gibi nihilizme bir karşı manifesto niteliğinde. devrimci örgütlerin işleyiş mekanizmasını, liderlerinin alegorsini daha iyi kaleme alınamayacak biçimde tarif etmiş üstad. zaman zaman dine girmiş oradan çıkmış aile kavramına, yönetim erklerine girmiş. dehşetül vahşet yani.
150 ye yakın isim geçiyor kitapta. fakat öne çıkan birkaç karakteri tarif etmeye çalışayım beni şaşırtan yönleriyle. spoiler de içerir.
nikolay stavrogin: verhovensky' e "şatov u size yedirmeyeceğim." dediğinde güvenmiştim. tuttuğunu koparan birisi çünkü kitabın sonuna kadar. alayının reyizi tabiri caizse. gençlik hataları yapmış, sinirsel bir hastalık geçirmiş fakat bölgede sözü geçen, genç yaşta orduya girip çıkmış, yakışıklı bir karakter. öyle ki yuliya mihaylovna hariç kitabın kadın karakterlerinin hemen hepsiyle ilişkiye girmiştir. şatov' un sülalesini kurutmuş, ocağına incir ağacı dikmiştir. Fakat benim karakterim olamadı.
stefan trofimoviç: verhovensky' nin babası olması dışında, efhamlı ve saf kalpli yaşlı okutman emeklisi bir adamcağız. ne istediler bu garibandan bilmiyorum.
ivan şatov: kitabı okuyanlar genelde dostoyevsky' nin kirillov' un ağzından konuştuğunu söylese de, bu tespit eksiktir. çünkü şatov da dostoyevsky' nin sesidir, feryadıdır. kirillov' dan az kalır yanı yoktur bilgelikte ancak öfkelidir, yalnızdır. kitabın 300. sayfalarında stavrogine tanrı inancı ve milletlerin var oluş mücadelesi konusunda çektiği nutuk her vatandaşa okutulmalıdır. gençlik ateşiyle başlarda devrimcilerle yola çıktıysa da sonradan dümenini kırmıştır. delikanlı adamdır, bende yer etti.
kirillov: kitabın filozofudur. inşaat mühendisidir. çayı sever. fedka gibi bir adamı mum gibi yapmıştır. cümlelerini okurken, sonumu gördüğüm adamdır. zaman, intihar ve mutlulukla ilgili tespitleri her vatandaşa okutulmalıdır. nihilist olmasa da hayatının şirazesini kaydırmış ve kendisini sadece düşünceleriyle baş başa bırakmıştır. kitabın sonunda sözünü tutuyor.
her şeyi canavar gibi tüketmek mantığı üstüne kurulu popülerizm, sanatı ve fikri de karşı ideolojiye yöneltmek suretiyle kullanılabilecek bir silah olarak kullanmaya başladı. insanlar bilgi edinmek, donanmaktan ziyade altta kalmamak için okur olmaya başladı. o yüzden siktir edin, üstünkörü okuyacağınız 10 kitaptansa şunu adam gibi okuyun sonra bir yıl okumayın. ama adam gibi okuyun.
ek: verhovensky' i unutmuşuz iyi mi. madem unuttuk, o halde böyle kalsın. o da sürpriz olsun.