uzun zamandır varlığından keyif duymama rağmen az evvel erkan oğur dinleyip koca odada yalnız olduğumu hissedince içime hüzünü çeken bir histir. içimdekileri anlatmak istiyorum ama kimse duymasın isteğiyle beraber hasıl oluyor bu istek. derin bir sızı ve çaresizlik örneği de denilebilir. anlatmak istiyorsun ama çevrende olan kimse seni, senin istediğin gibi dinlemeyecek. seni anlayacağını düşündüğün insanlar da sen aramadan seni aramayan insanlar... oğuz atay'ın beyaz mantolu adam hikayesindeki adam gibi boşluğa yürüme hissi ile birebir örtüşüyor bu çaresizlik.