Merhum, şehit Özgecan Aslan' ın babası, yaptığı konuşmasında şunları dile getirmiştir:
'' Öncelikle şunu söylemek istiyorum ben. Bu vahim olayın benim kızımın başına gelmesi ve bu vesileyle, öncelikle Mersin' de binlerce, on binlerce; Türkiye' de yüz binler ve milyonlarca insanın bu acı karşısında duyarlılıklarını göstermiş oldukları için ben onlara ayrı ayrı şükranlarımı ve teşekkürlerimi iletiyorum. Biz kendi acımızı yaşarken, kızımızın durumuyla ilgili bir arayış ve araştırma içerisindeyken, henüz daha ne olduğunu anlayıp kendimize gelemeden, adeta bir kabus görüyormuşum gibi zihnim ve aklım birbirine karıştı. Birinin beni bu kabustan uyandırmasını hep istedim, hep düşündüm. Yaşadıklarımın hiçbirine bir anlam veremedim. Hala daha bunları konuşurken inanır mısınız saatlerce ne konuşacağımı, ne söyleyeceğimi düşünüp durdum. Bu olayın hikmetini ben anlayamadım, olayın hikmetine aklım ermedi benim... ''
- Böyle bir şey aklınızın ucundan geçer miydi?
'' Sizin geçer miydi? Sabah kalkıyorsunuz normal bir vatandaşım, normal bir Türk vatandaşıyım ben. işi olan, çalışan, eşi olan, arkadaşları olan çocukları olan normal bir insanım. Bunun bir insanın başına gelebilmesini tahayyül etmesi mümkün değil. Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Biraz önce söylediğim gibi bunun, bu olayın hikmeti karşısında aklım eriyor sadece. Bu olayın hikmetine aklım ermiyor. Bütün bu olaylar olurken biraz önce başka bir yerle konuşurken şunu izah ettim. Bir filozofun söylemiş olduğu çok güzel bir söz var. Diyor ki: ' Dünya' nın en güçlü ordularından daha güçlü olan bir şey var bilir misiniz: Zamanı gelmiş bir düşünce. Benim çocuğumdan önce birçok Özgelerin, birçok meleklerin kanatları kırıldı. insanların bir talebi var, istemleri var. Bu olayla insanların istemiş oldukları bu talepler birleşirse ve insanlar artık 'baba ne', 'sana ne', 'ona ne', 'adam sen de'ciliği bırakıp güzel bir duygu ve düşünce çerçevesinde idamın getirilmesini, evet istiyorum; ama benim çocuğumun bu durumundan kaynaklanan, bu çocuğumun bu durumundan dolayı bu tartışmanın açılmasını istemiyorum. Getirilecekse getirilsin. Bu yüzden getirilmesin. Şimdi ben şöyle bir bakış açısı, belki biraz geniş bir bakış açısı ile olaya bakacağım. Siz hiç mucize gördünüz mü? Ben herkese soruyorum, her Türk vatandaşına soruyorum, bir mucizeye şahit olan var mı içimizde? Şu anda bir mucize gerçekleşiyor: Onlarca, yüzlerce, binlerce, on binlerce Özgeler, meleklerin kanatları kırıldığı halde biraz önce söylediğim gibi bu olayın bu şekilde gelişip bütün Türkiye' ye mal olmasının elbette ki bir hikmeti var. Bu hikmeti, kızımın şahsında tecelli ettiren, inanıyorum ki aynı zamanda adaletini de tecelli ettirecektir. Ama bunlar olurken hiçbir insan müdahil olmadı. Tecelli, insanların algı boyutuna girene kadar. Olgu boyutunda insanlar hiçbir şey bilmiyor. Bizler de öyleydik. Algı boyutuna girdikten sonra, tecelli olduktan sonra insanlar müdahil oluyor olaylara. Allah' ın adaletini gerçekleştirdiği zaman Allah, hiçbir insanı müdahil etmeyecek. Ama bu müdahil olma esnasında ,devletlerin hukuk sistemleri vardır. Meri hükümler, Allah adına, adaleti insanlara dağıtmakla görevli olan hakimler ve savcılardan müteşekkildir. Eğer onlar kendi vicdanlarına Özge'nin, kendi çocuklarıymış gibi hissederek bir karar vereceklerse, ben o zaman inanacağım ki bu adaleti yerine getiren her bir adalet insanının, her bir hakimin, her bir savcının bu işi layıkıyla yapmış olduğuna, inanmış olacağım. Söylediğim gibi, kızımı bu hale getiren şahsın, ağır bir şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Daha önce de yine belirtmiştim; hiçbir insan kötü bir evlat doğurmaz. Şartlar ve koşullar, çevre insanları değiştiriyor. Sevgi olmadığı taktirde, sevginin, topluma yayılabilmesi için bilinç düzeyleri yüksek olan insanların sayılarının artması gerektiğini ben çocuklarıma anlattım. Eğer birilerini, yanlış yaptıkları için sürekli kafalarına vurursanız, sürekli döverseniz; bu iş devam edecek. Şunu yaşıyorum adeta: Hep masallarla büyümüşüzdür; hep şöyle söyleniyor: Bir varmış bir yokmuş. Ben de şöyle diyorum: Bir Özge varmış, bir Özge yokmuş. Çok özür diliyorum efendim, son bir cümle ile bitireceğim. Benim felsefemde şu var, bildiğim de şudur ve bunu 2 cümle ile dile getireceğim: Sevgi geldi saygı geldi cihana, biz yarattık dediler. Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana. Teşekkür ederim. ''
Rabbim, annesine, babasına, kardeşlerine, yakınlarına, Tüm Türkiye' ye sabır versin. Rabbim kimseye böyle bir olayı yaşatmasın ki hala duymaktayız bu tür olayları. Devletimiz neler gerekiyorsa, gerekenleri mutlaka yapmalıdır. Bize düşen görev ise öncelikle Özge kardeşimize dua etmektir. Rabbim ona rahmetiyle tecelli etsin, direkt Cennet' ine alsın onu.