Bizler, 6 yaşındaki çocuğun evlenebileceğini söyleyenlere, hamile kadının sokakta dolaşmasını terbiyesizlik olarak nitelendirenlere, çalışan kadının fuhuşa hazırlık yaptığını söyleyen ve hatta dekolte giyene tecavüz ederler gibi cümleler kuranlara geçit vermeyeceğiz! diyen Atıcı sözlerine Özgecanın katledilmesinde sorumluluğu bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının o koltukta bir dakika bile oturmamalıdır şeklinde devam etti.
işte o basın açıklamasının tamamı:
ÖZGECAN ASLANIN ARDINDAN
Gencecik bir kadın,
Yaşam sevinci ile dolu bir insan,
Babasının tabiriyle Melek Özgecan,
Alçakça, hunharca, kalleşçe katledildi.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Özgecan Aslanın ardından yazdı. işte Atıcının yazısı:
Mersinde cenaze evinde görüştüğümüz insanların ortak söylemi: içimiz kan ağlıyor ve geleceğimizden kaygılıyız.
Bundan on bir yıl önce, akrabası tarafından tecavüz edildikten sonra hamile kalan ve töre cinayetine kurban verdiğimiz Güldünya öldürüldüğünde de, mahvolmuş, haykırmış, ağlamış, sokaklara düşmüştük.
Bundan tam yedi yıl önce, kadın cinayetlerini araştıran Sosyolog Dicle Koğacıoğlu, çok fazla acı var, dayanamıyorum diyerek, Boğaz Köprüsünden atlamıştı. O gün de ağlamıştık, sokaklara dökülmüştük, üzülmüştük..
Bundan yaklaşık altı yıl önce Münevver Karabulut cinayetiyle sarsıldık. Kahrolduk, mahvolduk, ağladık, sokaktaydık..
Buraya adını sığdıramayacağımız ve her birinin öyküsü birbirinden acı binlerce kadın; son on yılda feci biçimde öldürüldü. Bazılarının adını hiç duymadık, bazılarını unuttuk. Bazıları sessizce öldürülüp, failli meçhul olarak kaldı, ne mezarı oldu, ne arayanı, ne soranı..
26 kişinin 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüzünü dün gibi anımsıyoruz. Hala insanlığımızdan utanıyoruz..
2000li yılların başından bugüne dek artan kadın cinayetlerine, bir de Özgecan eklendi! Bundan başta AKP Hükümeti ve çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin diyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı sorumludur.
Özgecan 20 yaşında, pırıl pırıl bir üniversite öğrencisiydi. Değil çığlık atmak, tacizcisinin yüzünü tırnaklarıyla parçalamış, biber gazı sıkmış, var gücüyle direnmişti. Özgecan teslim olmadığı için başına levye ile defalarca vuruldu, pek çok yerinden bıçaklanarak öldürüldü, yetmedi elleri bileklerinden kesildi, bedeni yakıldı ve bir dereye atıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur islam, Özgecanın çığlığını duymuş mudur bilinmez ancak, Özgecanın çığlığını tüm Türkiye duydu.
Bizler, modern Türkiyenin çağdaş evlatları olarak, insanlık suçu olan kadın cinayetlerinin durdurulması için gerekenin, toplumsal bir tavır almak ve zihniyeti değiştirmek olduğunu düşünüyoruz. Kadının cinsel bir nesne, bir meta haline getirilmesi, üstelik bunun din kisvesi altında yapılması daha da vahimdir.
Bir tane, kız mıdır kadın mıdır bilmem diyebilenlerin yönettiği, kadın erkek eşitliğine zaten inanmıyorum diyenlerin mühürdar olduğu, tecavüzcülerin kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum olduğunu tüm fütursuzluğuyla dillendirenlerin mevcut olduğu bir ülkede artık ağlamak, haykırmak, kahrolmak değil; tavır almak zamanıdır. Hepimiz bu tavrı göstererek kızlarımıza, eşlerimize, kardeşlerimize ve yarının kadınlarına olan borcumuzu bir nebze ödemeye çalışmalıyız.
izler bu duygular içindeyken, AKP Genel Başkan Yardımcısı olan bir hanımefendi AKP döneminde kadın cinayetleri arttı, diyenlere cevaben, Asla böyle bir şey söz konusu değil, sadece görünürlüğü artmıştır diyerek, yaşadığı fildişi kuleden sokaklarda her gün tacize veya tecavüze maruz kalan kadınlarımıza ikinci bir şiddet uygulamaktan çekinmemiştir.
Mısırlı Esmaya gözyaşı dökenler, Özgecanın babası meleğime toprak atmayın diye feryat ederken; annesi sütünü verdim, okula gönderdim derken sessiz kalmakta, nişanlılar el ele gezmesin diye fetva veren Diyanet işleri, Özgecan ve binlerce maktul kadın için susmaya devam etmektedir. Unutulmamalıdır ki, cehennemin en karanlık yerleri buhran zamanlarında tarafsız/suskun kalanlara ayrılmıştır.
Bizler, 6 yaşındaki çocuğun evlenebileceğini söyleyenlere, hamile kadının sokakta dolaşmasını terbiyesizlik olarak nitelendirenlere, çalışan kadının fuhuşa hazırlık yaptığını söyleyen ve hatta dekolte giyene tecavüz ederler gibi cümleler kuranlara geçit vermeyeceğiz!
Mersinden başlayarak, tüm Türkiyede Özgecan Aslan cinayetlerini önlemeye yönelik her tür çalışmanın tam ortasında olmaya devam edeceğiz.
Özgecanın katledilmesinde sorumluluğu bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının o koltukta bir dakika bile oturmamalıdır.