türkiye'de olmayan kavram. ismi var anlamı ve derinliği yok. uygulamada yok. maalesef yok. gözümüzün önünde gözümüzün içine baka baka anayasayı çiğneyen, anayasal suç işleyen dönemin başbakanı, şimdinin cumhurbaşkanı var. ama adalet yok. hukuk işlemiyor. çocuk baklava çalar hapsi istenir bizim adalet anlayışımızda. başkaları devleti, ülkeyi soyar anında takipsizlik kararı verilir. ki o kararlar da genellikle gecenin bir körü verilir. ülke uyuyor zira.
özgecan'a ağladık ülke olarak. içimiz sızladı, kelimeler boğazımızda düğümlendi. bir patlama yaşadık. acıdan dolmuştuk millet olarak. adalet yok. olduğuna da inanmıyoruz artık halk olarak. ben de dahil olmak üzere bir çoğumuzun içinden "nasılsa cezaevinde siker atarlar özgecan'ın katilini" düşüncesi geçiyor. adaletin olmadığına en basit örnek bu düşünce tarzımız. güvenmiyoruz çünkü adalete. bunu sağlayanların da allah müstehakını versin.
türkiye'de adalet...
ülke olarak özgecan'a ağladık. üzüldük. o'nun için yapılan gösterilerin birinde bir kızımız çıktı. daha 15'inde tecavüze uğamış ve mahkemece rızası var denilmiş. o kız elinde megafon isyan ediyordu haklı olarak. başkalarının canı yanmasın diye. adalet mi? işte türkiye'deki adaleti o kıza sormamız lazım. cevabı da onda. gerçi vereceği cevap da gün gibi aşikar.