Birazcık eski birazcık yenisinden Türkiye'dir. Hem de aşağıda yazdığım 4 bakanlığı ve tüm vatandaşlarıyla.
(yok siyaset bulaştırıyorsun yok prim vs. Diyecekseniz, okumayın ya da eksiyi verin geçin umrumda değil. Anlayan birileri hala vardır elbet.)
Sıra sıra gidelim:
1- çukurovalıyım, bilirim o bölgeyi. çağ üniversitesi adana ve mersin arasında bir üniversite. Yıllardır iki büyük şehrin arasında ki ulaşım tok dolmuşları ile yapılır. Bir ray sistemi mevcut tabi ama cumhuriyet yıllarındaki gar ve tren portrelerini aklınıza getirin. Koskoca devletin ulaştırma bakanlığı, havalimanı adana da olmasına rağmen; bu iki şehrin arasını ne bir oturmuş ray sistemi ile ne de bir konforlu ve güvenli bir toplu taşıma ile bağlayamamıştır. Mecburen aç da olsanız tok da olsanız kalırsınız tok dolmuşlarına o rezalete daha doğrusu.
2- bu iki şehir yıllardır güneydoğu dan gelen vatandaşlara kucak açmıştır. Adana da adanalı mersin de mersinli gördüğünüz zaman vaaayy hemşehrim diye sarılasınız gelir. Şimdi de sanki her şey herkese yeterliymiş gibi bir de suriyelilere kucak açmıştır. Lafı getireceğim nokta metropol olmayan bir yere bu kadar göç, güvensizliği ve karışıklığı getirir. Göç idaresi genel müdürlüğü iç işleri bakanlığı na bağlı bulunduğundan bu bakanlık suçludur.
3- eğer yargıyı bu kadar itibarsızlaştırırsanız kimsenin yargıya ne güveni kalır ne korkusu. Cezalar caydırıcılığından ziyade 'amaaaan burası türkiye' mottosuna asılı kalır. Dolayısıylada suç oranı artar, failler boy boy poz verir. Bu benim bir görüşüm değil, ortaçağdan beri var olan bir düşüncedir. Oysa ki adalet bakanlığı masaya elini vursa ve ben bağımsızım ulan, yargı mülkün temelidir bre ağalar dese. Belki bi nebze iyi gelirdi,
4- eğer sen devlet olarak kolluk kuvvetini iyi seçip, iyi yetiştirip ve iyi eğitimini verip görevlendirirsen daha sağlıklı görev yapmaları ve kamuya yararlı olmaları beklenir. Çünkü, örneğin bir polisin 'önleyici kolluk kuvveti' olarak suçların önlenmesi sağlama gibi bir asli görevi de vardır. Ama eğer tamamen kendi ideolojine göre seçip ve iyi yetiştirmezsen ve kolluk kuvvetinin asli görevini vatandaşlarına müdahele ve resmi koruman olarak belirlersen tabiki de polis den suç işlemesi makul kişileri ayırt etme ve ya suçu önleme Görevi beklenemez. iç işleri bakanlığına bir gol daha yazabiliriz.
5- rakamlar yalan söylemez. Kadına karşı şiddetin arttığını o sevmediğimiz feminen gruplar rakamlar ile belirtiyorlar. Bunun önlenmesi için bir çalışma yapılacaksa tabiki de aile ve sosyal politikalar bakanlığı yapacak, meclise kanun sunacak, bu oranın düşmesi için şu projem var diyecek. illa ki bir çalışma emek vardır ama rakamlar bu durumdaysa bir yanlışlık var demektir.
6- ülkenin cehalete doğru sürüklendiği bir ortamda üç günlük ve kuruşluk çıkarlarla bir harekette bulunmayıp korkmak bu suça iştirak etmektir. Vandalizm ve ya anarşi ile değil, sorumlu bireyler olarak en azından hak ve ödevlerini bilmek yeterli. bütün bireyler ne olursunuz istediğiniz partiye gönül ya da başka bir şeylerinizi verin, ama bir gün çok geç olabilir.
Not: bu bir akp yi ve ya herhangi bir iktidarı karalama yazısı değil, bu yazıyı sonuna kadar okumuş sevgili yazarlara bir sağduyu çağırısıdır.
