Ne kadar objektif düşünürsek varlığımızı o derecede kaybederiz. [ ] Haz düş kırıklığı getirir, haz beklentisi ise asla! Haz bize haz veren şeyde değil o şey hakkındaki fikrimizde saklıdır. Hiçbir şey sonsuz mümkünat kadar güzel kokulu, lezzetli, iştah açıcı ve sarhoş edici değildir. Mümkünattan mahrum olmak her şeyin mecburiyete sıradanlığa dönüşmesi demektir. [ ] Ebediyetten mahrum kalmak insanları daraltır ve ümitsizce sınırlar. Bu daralma sadece ahlâkî bir fakirlikten ibaret değildir. Oysa dış dünya fikrin, hazzın yahut insani meşgul eden önemsiz şeylerin daralmasından bahseder. Çünkü zihin sınırlı şeylere ebedî bir değer atfeder. insanların düşünceleri gerçekten ihtiyaç duyduğu yegâne şeyi bilmeksizin küçücük farklarımıza takılı kalır. Bu daralmanın, fakirleşmenin, Benliği kaybetmenin şuurunda değildir. Benliklerin yitirilmesi Ebediyette dahil olmaktan mütevellit değildir. Tersine sınırlı, sonlu, sayılabilir olanlara, eşyaya hapsetmiştir kendisini. Ben olmak yerine sadece bir sayıdır artık. Herkesin içinde, kalabalıktan biridir. Sonsuz sayıdaki sıfırın bir tekrarı gibi