Ahmet Takan'ın bugünkü yazısında vurguladığı gerçek :
"Devleti idare eden AKP iktidarı, terör örgütü PKKnın Cizreyi özerk kanton ilan etmesini resmen kabul etti.
Resmi kabul nasıl olur?..
Devlet birimlerinin resmi yazılarıyla...
Başkentteki ÖSYM Başkanlığı geçen hafta Şırnak ÖSYM Sınav Koordinatörlüğüne bir yazı göndererek bu yıl üniversiteye giriş sınavlarının ilk basamağı olan YGSnin güvenlik sebebiyle Cizrede yapılamayacağını bildirdi. Sınavın Şırnakta yapılacağı kaydedildi. Yani;15 Martta YGSye girecek Cizreli öğrenciler Şırnaka gidecek. YGS geçen yıl Cizrede yapılmıştı. 2011 yılından beri yapılıyordu. Ve hatta 2011 yılında ilk defa YGS Cizrede yapıldı diye iktidar pek hava atmıştı!..
Brükselden sonra Kandilin şefaatine sığınan AKP iktidarı, Cizrede kazdığı hendeklerle devlet otoritesini sıfırlayan PKKya karşı nasıl teslim olduğunu resmen belgelemiş oldu.
Çözülme sürecinde Cizre, Nusaybin, Silopi ve Licede sözde özerklik kantonları oluşturmak için YDG-H eliyle ciddi faaliyet yürüten PKK/KCK terör örgütü, bölünmeye yönelik yaptığı çalışmaların meyvelerini topluyor!.. Hendekler YGSyi de iptal ettirdi. Bölgedeki kaynakların verdiği bilgiye göre; Şırnakta bu yıl YGSye girecek 13 bine yakın aday var. Şırnakta sınav yapılacak salon kapasitesi 6 bin, Cizrede ise 4 bin civarında. Bu durumda 3 bin adayın sınava gireceği yer sıkıntısı varken, ÖSYMnin güvenlik nedeniyle Cizredeki sınavı iptal etmesi büyük sıkıntı yarattı... Daha önce Cizre ve Şırnak merkezde yapılan üniversite giriş sınavları bu sene 15 Mart 2015 Pazar günü sadece Şırnak merkez ve merkeze bağlı köy okullarında yapılacak.
* * *
Skandal ötesi kepazeliklerin bini bir para. Teröristlerin bölgedeki hastanelerde tedavi edildiğini biliyorduk. Üstüne, teröristlerin tedavi masraflarının da SGKya ödettirildiğini öğrendik. YENiÇAĞa bilgi veren güvenilir kaynak şunları söyledi;
YDGH elemanlarının sağladığı başkalarına ait kimlik kartlarıyla hastanelerin acillerinde ve ameliyathanelerinde tedavi edilen yaralı teröristlerin tedavi masraflarının da SGK tarafından karşılandığı anlaşılıyor. SGKnın tedavi masraflarını karşıladığı vatandaşların kimliklerini kullanan PKKlılar, hastane odalarında bakımları yapıldıktan sonra tekrar geldikleri Irak ve Suriyedeki örgüt kamplarına geri dönüyorlar. Diyarbakır, Şırnak, Siirt ve Batmanda bu şekilde şu ana kadar 43 teröristin tedavi edildiği ve bunların başkalarına ait kimlik kartları kullandırılmak suretiyle masraflarının SGK üzerinden devlete yansıtıldığı tespit edildi. Bölgede yıllardır hizmet eden doktorlardan alınan bilgilerle, hastanelerde adli vakalara bakmak için bulunması gereken polislerin bulunmadığı, bunun yanında getirilen ölüler için savcıların; çözüm sürecine zarar gelir düşüncesiyle incelemeden ve otopsiye sevk etmeden intihar yazın geçin demesi, dahası çok sayıda teröristin bu hastanelerde bölge halkının vatandaşlık numaralarıyla tedavi ettirildiği tespit edildi. Bunun yanında; bölge halkının, PKK tarafından görevlendirilip, ellerine ilaç listeleri verilip, bölgedeki hastanelerden ve sağlık ocaklarından PKKnın istediği ilaçları doktorlara baskı yaparak aldıkları ve olası bir serhildanda ihtiyaç olacağı nedeniyle çok miktarda ilaç stoklandığı ve ellerinde yeterli doktor olmadığı için bölgedeki doktorlarla ilgili isim ve adres tespiti yaptığı ve esir alacağı da belirlendi.
Duyduklarım karşısında Allahım ne olur aklıma mukayyet ol diye dua ediyorum.
Bakın daha neler var!..
Bölgedeki kaynaklardan, Şırnak, Yüksekova ve Hakkaride kurulan ve asker alma dairesi olarak çalışan PKK/KCK/YDGHnin mobil karakollarında askere alınan çocuk ve gençlerin kurtarılması için ailelerin ilginç bir yönteme gittiklerini öğrendim. Çocuklarının PKK tarafından askere alınmaması için yüklü miktarda para ödemek zorunda bırakılan ailelerden bunu yapamayanların, dağda kalamayacaklarını belgelemek için hastanelerden çocuklarının kronik rahatsızlıkları olduğuna dair çürük raporu aldıkları ortaya çıktı. Ailelerin YDG-H karakollarına giderek, evlatlarımız orada yapamaz, bünyesi zayıf, size de yar olmaz diyerek hastanelerden aldıkları çürük raporlarını sundukları kaydedildi. Kaynağımın söylediğine göre; Para veremeyen fakir bölge halkı, rapor alabilmek için doktorları ölümle tehdit ediyor ve can güvencesi olmayan doktorlar da sahte rapor düzenlemek zorunda kalıyorlar...
Oy almak için memleketinize gelecek küplerin efendilerine sorun bakalım, bunlara ne cevap verecekler!..
"