hiç öyle idam edebiyatlarına falan girmeyeceğim.
çünkü biliyor olmalısınız ki az bir düşünmeyle, ne idam ne hadım ne linç etmek bunu yapanları, caydırıcı olmayacak.
olmayacak arkadaş, çünkü sen mantığınla düşünüp böyle ceza verirsek bu adam bunu yapmaktan vazgeçer diyorsun, ama o adam o anda mantığıyla falan düşünmüyor ki, o adam o anda organıyla düşünüyor, sadece onu düşünüyor ve ondan başka her türlü sorumluluktan, düşünceden, doğru-yanlış ayrımından, ahlak kavramından, insan haklarından, aklına gelebilecek her şeyden tamamen soyutlamış durumda kendini.
çünkü maalesef ki siktiğimin, koduğumun dünyasında koduğumun insanlığı, var olduğu ilk günden beri aciz, güçsüz.
güçsüz la, bildiğin güçsüz.
iradesi, düşünme kabiliyeti, ne bileyim hissiyatı var onu var bunu var, ama güçsüz. var oluşsal olarak her şeyi elde etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğü için güçsüz.
her şeyin onun hizmetinde olduğuna bu kadar körü körüne inandırıldığı, inandığı için güçsüz.
uzun uzun yazmayacağım, zaten sabahtan beri ellerim titriyor sinirden, ama işte bu güçsüzlük, bu ''her şey benim'', bu koduğumun kendini beğenmişliği insanoğlunda olmaya devam ettikçe, istediğiniz kadar istediğiniz önlemi alın, ne tecavüzü engelleyebilir, ne de sikinden soluyanların gencecik suçsuz insanları katletmelerine duvar olabilirsiniz.
kısacası insanlık var oldukça insanlıkdışı tabir ettiğimiz vahşet de var olacak, siktiğimin bir ironisi bu da işte.