12.
-
yağmur ayları yine içimde,
tozun dumana karıştığı, kan kokan, (petrol olup yapışan), kaos satan/kokan ekim yağmurları.
--dönüp bakıyorum; sol yanımda kulaklarını tıkayan çocuklar.
-----bombalar yağıyor siyah dudaklı çocukların şehrine----
kelebekler renklerinden oluyor.
raflara kaldırılıyor parantezli ellerim. --kelepçeliyorum bende yol ortasında vurulan çocukların gözlerine!
uçmuyor siyah dudaklı çocukların şehrinde kuşlar, çünkü kanatları kırılmıyor çelik yağmur bulutu uçakların.
--dönüp bakıyorum; sağ yanımda karamsar bir güneş yükseliyor -enkaz yığınının içinden-. dört duvar gri gökkuşakları.
çıkarıyorum ceplerimden saklı gözlerimi, ağlıyorum paslı demirlerin üzerinden...
yağmur olup düşüyorum yangın yüreğinize.
siyah dudaklı çocuklar; alnınızdan öpüyorum
(umutlarınızdan geriye (kal)an ne varsa, ellerinden öpüyorum, ayaklarından...)