bugün kahkaha attı ve dudak kaslarında ağrı hissetti. Uzun zamandır gülmediğini hatırladı. Kendini güldüren şeyi düşündü. Komik değildi bile. Demek ki gülmeye ihtiyacı vardı.
Günlerdir arayanı soranı yoktu. En son servisçi aramıştı, o da işe geç kaldığı için. Ailesini düşündü. Annesinden başladı sorguya. 1 ay olmuştu konuşalı. Neden aramıyordu annesi? Işlerinin yoğunluğundan mıydı? Bir sigara yaktı. Dumanını üflerken düşünceleri de dağıldı. Cevabını bildiği soruları sormak istemiyordu. Beyin işte, sorgulamadan edemiyordu.
Günün analizini yaparken akşam olmuştu. Çalışma masasını topladı. Laptop unu kapattı. Bu akşam servisi kullanmayacaktı. 2 tek hiç de fena olmazdı. Beleşçi arkadaşlarını aramalı mıydı? Hayır. Bu akşam yalnız içecekti. Yalnızlığına..
Taksiye bindi;
-kadıköy.
Başını Cama dayadı. Mücadele eden insanlara bakıyordu. Gerçekten ülkenin herhangi bir şehrinde insanlar yaşıyordu. Ama istanbul'da mücadele vardı. Hayat mücadelesi... Kendi mücadelesini düşündü. Kumsalda kum tanesiydi..
Taksiden indi. Taksimetreye bakmadı bile tutarı biliyordu, 18,30. Bir şeyler yemeyi düşündü. Zaten yiyeli çok olmamıştı. Bir an önce; birasını yudumlarken, yapmacık kahkahaları, belli belirsiz uğultuları, emre aydın'dan bir şarkıyı duymak istiyordu.