hiç problem değildir. ama kimisi büyük bir problem olarak görür. işte problem olarak görenlerin yazdıklarını görüyorsunuz. hepsinin mesajlarının özü aynı: kendilerini kirlenmiş hissediyorlar.
şimdi ortalıkta gerçek bir kir söz konusu olsa eyvallah... yani şöyle çılgın bir sevişmenin sonrası gibi... o zaman zaten herkes hiç değilse bir duş alır. fakat malum olduğu üzere gusül abdesti rüyalanma halinde bile farzdır. öyle genital organları yıkayarak filan kurtulamazsınız. yatmadan önce hamamda kese attırmış olsanız bile sağlam bir gusül abdesti almak lazım gelir.
meselenin dini boyutu ayrı tabi. kural kuraldır... benim asıl takıldığım, çoğu zaman, ortada kir filan olmadığı hallerde bile insanların kendilerini "kirli" hissetmeleri.
söz konusu hislerinin nedeni, çocukluklarından beri maruz kaldıkları dini şartlanmalardır. maalesef diğer dinlerin bir çoğu gibi islam da cinselliği "kirlenme" ile bağdaştırmıştır. "kirlenmeden kaçınma, temizlenme" çocuğa daha dini anlamadan önce öğretilen, aşırıya kaçılmadığı taktirde, son derece haklı bir şartlandırmadır. bebekler kirlenmeyi hiç umursamazken, biraz büyüyüp, sakıncasını öğrendikten sonra büyüklerden bile hassas olurlar bu konuda. sonra mesele bir dengeye oturmaya başlar. her ne kadar dengeye otursa da sonradan öğretilen "kirlenmeye", "iğrenme" ile tepki vermek hassasiyeti hep içerilerde bir yerlerde kalır.
en büyük sorun, çocuk büluğ çağına ulaştığında, önceki şartlandırmaların eseri olan "kirlenme -> iğrenme" refleksinin, sonradan öğretilen gusül abdesti zorunluluğuyla birlikte ve haliyle kaçınılmaz olarak cinsellikle bağdaştırılmasıyla ortaya çıkar. cinsel sorunların, cinsel yaşamdaki mutsuzluğun ve cinsel konularda aşırı yobaz düşüncenin kök nedenlerinden birisi söz konusu şartlandırmalardır. oysa cinselliğin iğrenmeyi gerektiren bir yönü yoktur.