halkları içinde bol miktarda bulunan din tacirlerinin ve onlara aldananların, dünya işlerine din yoluyla düzen verme merakları sürdüğü sürece asla son bulmayacak ve hatta daha da kötüye gidecek vahim durumdur.
din tacirlerine aldananlar öyle sersemlerdir ki ne günümüzden ders alırlar ne de geçmişten... işte afganistan, işte ırak, işte suriye, işte libya, işte yemen, işte mısır, işte pakistan... din yoluyla düzen sağlayacağını iddia edenler hangisine huzur getirebildi? hiçbirine... tabi bunu söz konusu gafiller de biliyor ama dış güçleri suçlayarak, dinlerinin aynen diğer dinler gibi dünya işlerini düzenlemek için yetersiz olduğu gerçeğini görmezden geliyorlar.
tarihe gelince... peygamberin en yakın arkadaşlarının, aralarındaki cennetle müjdelenmiş olanlar dahil, birbirlerine girdiklerini herkes biliyor. diğer taraftan dünya işlerine din yoluyla düzen verme iddiasındaki din tacirlerinin sahabeden üstün olduğunu kendileri bile iddia etmiyor (efkan ala hariç tabi!.. malum, o kendilerinin peygamberden bile üstün oldukları görüşünde). durum böyleyken, sahabelerin başaramadığını başarma iddiasında olan yalancılara kanmaktan büyük gaflet olur mu?