osmanlı döneminde, insanlığa ve tabiat habitat gibi değerlere bağlı kalınarak ve düşünülerek yapılan yapıların yok edilmesi durumudur...
1923 ilâ 1970 sonlarına kadar bu böyle gitmiş yok edile edile mini minnacık alanlar kalmıştır..
osmanlı barok mimarisi, üstün düşünülerek yapılan canlı tasarımları, camilerin dışlarında kuşların kalabileceği kadar yuvalar ve küçük su kanalları ve bentleri, rölöveler, imaretkalenderhanehanûkâhvakfiyetabhanekülliye gibi insanlığa ışık tutacak ve üstün nitelikler kazandıracak yerler, maalesef, ittihad ve terrakiciler, cumhuriyetçiler, batı özentileri, ve vatan hainleri tarafından hunharca ve bilinçsizce yok edilmiştir.
en büyük ajanları ve fikir babaları henri prost denen şerefsizin fransız roma köpeğine yol vermelerinden olmuştur..
düşüncenize, koca hagia sophia(ayasofya) gibi tarihin en büyük cathedralinin olduğu bir yer ve mimarisi bizansa ait bir yer, yıkılıyor zaptediliyor ve tamamen baştan yapılıyor, yıllar boyunca mimar sinanlar, mimar kemaller, osmanlı mimarisi usulünde, her şeyi düşünerek tasarımlara bunu nakş edip, şimdinin bile aklının almayacağı şekilde görkemli ve esrarengiz eserler yapıyorlar..
ve bunlar son 100 yılda gömlüyor?
ve istanbul çarpık yapılaşma ve betonlaşmaya itiliyor...
istanbula silüetini kazandıran bu büyük mimarlar, yapılaşmanın önüne geçmek için bile belgrad su bendlerini kesmek istiyorlar nüfus fazla olmasından korkup...
ama veled-i zinanın biri gelip, cumhuriyet zırvası altında her şeyi bizansa çeviriyor, çünkü içinde yara var, peki buna bu bâb-ı açanlar kim?
osmanlıyı yıkıp cumhuriyeti kurmak isteyen insanlar.
Camiilerde rölövelere uygun biçimde tasarımın içine gizlenmiş kuş evlerini bile param parça ediyor bu caniler, ve medeniyetin asıl simgesi olanı tarihe gömüp, tüm halka takiye formatında kendi zorbalıkların modernizm diye empreyene ediyorlar..
