Birincisi, kredi kartı kullanmamak, ayağını yorganına göre uzatmak her insanın bütçesine göre oto kontrolünde olmalıdır. Örneğin kodaman bir iş adamı lamborghini araç alabilirken küçük bir işletme patronu bmw 520 alabiliyordur. Yani bunun yalnızca fakirlikle alakası yoktur. Beyni olan her insan tüketeceği lüksü bütçesi kadarıyla alır.
ikincisi, bazı insanlar zayıf ve güçsüz değildir, belirli bir yaştan sonra kendilerini hayat mücadelesine atılmak zorunda hissederler. "Bıbıcığım ben borcumu ödeyemedim çok açılmışım" diye zırıl zırıl ağlayamazlar. Anlıyor musun? Bazıları ağlayamaz balkona çıkıp bir sigara yakar.*
Üçüncüsü, fakirlik avutulması gereken bir durum değildir ve değişkendir. Yarın kimin kimi ezeceği belli olmaz. Mahallemizde deli diye dalga geçilen adamın define ararken bir şeyler çıkartıp antalya'ya 4 yıldızlı otel diktiğini gördü bu gözler.
O yüzden hanım kardeşim insanların götü fazla kalkmamalıdır. Sende bazılarına göre çok fakirsin, bazılarına göre zenginsin. Şunun şurasında yaşayacağın kaç sene var kibir seni yer bitirir öbür tarafta kuru soğana tav olursun benden söylemesi.