devlet

entry396 galeri video2
    240.
  1. devlete baba demeyi öğrenmişiz biz yıllardır ne bir anne şefkati istedik ne onu emdik. babaya doğmadan bir kez ihtiyacımız oldu doğduktan sonra maddiyattı, soğukluktu, ısınılmıyordu, oidipus kompleksi'ydi. baba bu haliyle bile yakışmıyor devlete bir sıfat olarak. baba güvenilecek bir limandı, destekleyendi, dağdı, sağlamdı, konuşmazdı ama varlığı kesindi.

    zira babayı o kadar yerle bir etsen bile devlet kefenine sığmıyor.

    şimdi devlet denilen şey ne hükümet mi, reisi cumhur mu, halkın kendi uydurması mı? devlet bir kişi mi? niye öyle duruyor şimdi. açıyorum televizyonu gündem ne diye bakmışsın gündem devlet, çok konuşan bir baba.

    bakıyorum gazeteye iki tarafa ayrılmış basın: devletçi, antidevletçi bu kadar basit mi babalık. halk seni sevmese de sen babasın devletsin evlatlıktan reddemezsin bir çırpıda. onu sen yetiştirdin. seni örnek aldı terbiyesi sendin belki de baştan beri terbiyesizdin.

    bakıyorsun ardında bir dağ var mı diye buzdağı gibi kalan parçasıyla övünme yoluna giden bir baba var karşıda buzdağını da ayıklıyor tam sıfırı görmüyor mesela ya da bir badana çekiyor çıkarınca. batman için gözüne bakan bir devlet, bakmak için dönüyorsun arkaya boş sen önünü açarsan arkanda artıyor ahbabların çoğaldığı gibi yeni babalar da ediniyorsun şanslıysan devleti babalığa sen getiriyorsun.

    nasıl bir simbiyotik ilişki bu, nasıl bir gaddarlık. evlat ayrımcılığı yapan bir baba ev yönetimine karışan bir büyükbaba belki de.
    biz mi büyüttük devleti gözümüzde, o ilk toprağı çitle çevirip benim diyen saldı bunu başımıza. bir yetkisini başkasına devreden devrettikçe hafiflediğini düşünen baktı düşünce el uzatan alamadı geri belki de sorumsuzluk akılkariydi.
    0 ...