hakkında söyleyecek çok şeyim var. ilk adı duyulan günlerden bugünlere kadar. ama onlar bir köşede dursun, ben "kılıçdaroğlu kasetle geldi, kasetle, kumpasla" geyiklerine kendi adıma bir şeyler söylemek istiyorum.
birincisi kaset olayında akp payı olduğuna dair ciddi emareler var. misal bu videonun ilk duyulması akit, habervaktim gibi sitelerin link vermesi ile oldu. yanlış hatırlamıyorsam metacafe sitesine düşmüştü malum görüntüler. bu siteler AKP'ye yakın görünüyor. tabii ki linkler yeterince yayılınca bunlar kaldırıldı.
ikincisi bu videonun engellenmesinde mahkemeler fazlasıyla yavaş davrandı. siyasal iktidar bugün neredeyse 15 dakika içinde twitter hesabı kapatıyor. 48 saatten fazla video dolaşımda kalıp fazlasıyla yayılmasına Erdoğan seyirci kaldı. hatta özel ricalara ve görüşme taleplerine cevap vermedi.
üçüncüsü cemaatin kaset savaşı safhasında Erdoğan'ın bunları izlerke söylediği iddia edilen sözler ve bir resim paylaşıldı. hiçbir tatmin edici cevap gelmedi.
tüm bunlar ve akp'nin bu kaseti işine geldikçe sürmesi ve bu olaydan sonraki tepkileri akp'nin bu işten pek de rahatsız olmadığını gösteriyor. bu konuda bir tereddütü olan kalmadı sanırım.
bunlara ek olarak, bu iş akp'nin işi değil farzedelim. farzı mahal cemaatin ya da başka bir odağın işi. peki bunun üzerinde kılıçdaroğlu'nu suçlamak ne kadar doğru? kılıçdaroğlu bu işi tezgahlamış olabilir mi? hiç ama hiç sanmıyorum. birincisi kk aday olurken bile pek istekli değildi. hatta delege zoruyla aday oldu bile denilebilir. zaten fazlasıyla çekingen ve riske girmeyi sevmeyen bir kişiliği olduğu kesin. hiç tecrübesi yokken bir kaset oyunu tezgahlayıp parti başına geçmeye istekli birisi değil gibi görünüyor. zaten bu denli teknik desteği, bir istihbarat ekibi olduğunu düşünmek mantık dışı.
e o zaman kaset işi üzerinden kılıçdaroğlu yıpratılabilir mi? hiç ama hiç sanmıyorum. bunlar sadece "kılıçdaroğlu etkisiz birisi, başkanlığı bile kasetle aldı" demek akılcı mı, hayır. akp tabanında karşılığı var mı? akp tabanının seviyesini düşünürsek evet. kılıçdaroğlu bu işte aktör değil figürandı. zaten genel başkan olması da Baykal'ın geçmişten beri güttüğü "partide bana rakip olacak kimse bırakmayayım" politikasının sonucu.
genel siyasi duruşu ve güncel siyaseti başka bir entry'e kalsın.