Ehli Sünnet Vel-Cemaat itikadında olmanın alametleri vardır. Ehli sünnet alimleri bunları şöyle açıklamaktadır:
iman' ın 6 şartına, yani Allah-u Teala' nın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret hayatına, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allah-u Teala tarafından yaratıldığına inanmalıdır (Bunlar Amentü' de bildirilmiştir. ) .
Allah-u Teala' nın son kitabı olan Kur'an-ı Kerim' in, Allah-u Teala' nın değiştirilmemiş kitabı olduğuna inanmalıdır.
Mü'min kendi imanından hiç şüphe etmemelidir.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' e iman edip, hayatta iken onu görmekle şereflenen Ashab-ı Kiram' ın hepsini çok sevmelidir. 4 halifesine, yakın akrabaları olan ehli beyt' ine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır, hepsini sevip, iman etmelidir.
ibadetleri, imandan bir parça bilmemelidir (Buraya dikkat burası çoğunun karıştırdığı durum. Adam beş vakit namazı kılıyor; ama ne diyor neymiş efendim namaz kılmayan Cehennem' i boylayacakmış! Nereden biliyorsun kardeşim, Rabbim isterse, ona rahmetiyle tecelli ederse onu direkt Cennet' ine alamaz mı kişi müslüman olduğu sürece? alır, Rabbim öyle bildiriyor. O kadar Peygamberlere Allah-u Teala tarafından aktarılan olaylar var bu konu hakkında en bilindik örneği de Zina yapan Müslüman kadının bir hayvancağıza yardım etmesi sonucu sırf bu iyiliği nedeniyle Rabbim direkt Cennet'ine aldığını bildirmiyor mu? Bildiriyor.) Allah- u Teala' nın emir ve yasaklarına inanmalıdır. (Burası çok önemli; günümüzde de namaz mı kalmış, faiz mi harammış, tesettür mü kalmış diyenler bakın buraya dikkat! ) Allah-u Teala' nın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan mü'minleri kafir bilmemelidir. Haramlara ehemmiyet vermeyip hafife alanların, islamiyetle alay edenlerin de imanının gittiğini yani kafir olduğunu bilmelidir.
Ehli Kıble (müslüman) olduklarını söyleyen, Allah-u Teala'ya ve Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem' e inandım dediği halde yanlış itikatta olanları ( Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır, 1' i hariç hepsi ateştedir, O biri Ehl-i Sünnet vel-Cemaat' tir.) kafir saymamalıdır, onlara asla kafir dememelidir.(Örneğin Şia, nedir? O 72 fırkanın içindedir. Çünkü sahabelerden sevmedikleri mevcuttur, Hazreti Ebu Bekir'i, Hazreti Ömer'i vs. sevmezler; ama Şia'ya nasıl kafir deriz? Ehli Sünnet vel-cemaat itikadındansak eğer diyemeyiz; ama biliriz ki kesinlikle direkt Cennet' e gidemeyeceklerdir. Cehennem' den de eğer imanlarını kurtarabilirlerse Cennet' e gidebileceklerdir Şia. )
Açıkça günah işlediği bilinmeyen her imamın arkasında namaz kılınmalıdır ( yani tersinden okursak daha iyi anlaşılacaktır: bir imam veya cemaate namaz kıldıracak herhangi bir kişi; eğer görünen yerlerde, alenen günah işliyorlarsa bu kişilerin arkasında namaz kılmayın demektedir, sonuçta herkes günah işler( peygamberler ve Allah' ın izniyle hiç günah işlememiş veli zatlar hariç); ama bu da apaçık gözünün önünde günah işliyorsa bir düşün taşın kardeşim, demektedir.)
Müslümanlar, başındaki amirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Huruc (yani isyan etmek) , fitne çıkarmak olur ve bu çeşitli felaketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına dua etmeli, fısk ve günah işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.
Mest üzerine mesh edilir. Ama kesinlikle çıplak ayağa mesh edilemez, çorap üzerine de kesinlikle mesh edilemez( Yine Şia, Cehennem' e uğramadan Cennet' e gitmeyecek 72 fırkadan biri olan Şia, çıplak ayağa mesh edilir demektedir, bunlara dikkat edelim.)
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem' in Miraç' ının hem ruh ile hem de beden ile olduğuna inanmalıdır. Miraç bir haldir rüyada olmuştur diyenler kesinlikle ehli sünnet vel-cemaat dışıdır.
Cennet' te mü'minler Allah-u Teala' yı göreceklerdir.
Kıyamet gününde Peygamberler ve Salih kullar (mübarek zatlar) şefaat edecekler, Rabbim' in izniyle.
Kabir suali vardır.
Kabirde azap, ruh ve ruh ile beraber bedene de olacaktır.
Evliyaların kerametleri haktır, keramet gösterirler, Rabbim' in dilemesiyle. Keramet, Allah' ın sevgili kullarında meydana gelen harikulade haller olup inkar edilemeyecek kadar çokturlar ve hiçbir bilimsel kanunlarla açıklanamayan Rabbim' in ikram ve ihsan ettiği durumlardır.
Kabirde ruhlar, diri kimselerin yaptıklarından haberdardır, söylediklerini de işitirler.
Vefat eden kimselere Kur'an-ı Kerim okumak, o kişinin hayrına sadaka vermek, herhangi bir amelin sevabını onların ruhlarına göndermek (Örneğin; ölen bir kişi adına Hacca gitmek: bu durumda Hac onu yapan kişi için değil, kimin adına gidildiyse onun için olur. ) onlara fayda vermektedir, azaplarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır.
Bu yazılanların hepsine inanmak ehli sünnet vel-cemaat olduğumuzu göstermektedir. Birine bile inanmamaksa Cehennem'e gitmeden direkt Cennet' e gidemeyeceğimizi göstermektedir. Dinimiz apaçık her şeyi anlayacağımız bir dille her durumu her ayrıntıyı açıklamaktadır. ayrıca bakınız: (#26586537)