en azılı yandaşta bile biraz olsun izan kaldığını şaşırarak görmemize vesile olan çelişkidir.
hiç değilse "onlar da kim? hiç tanımıyoruz... aaa, şimdi öğrendik, ajanmışlar" ayaklarını bıraktılar. hatta "sizin onlarla ne işiniz var?" gibi doğru bir soru bile soruyorlar. hemen yanıt vereyim:
biz kemalistlerin aynen geçmişte olduğu gibi bugün de bunlarla bir işi yoktur. y-chp'yle alakamız kalmamıştır. akp'nin 50 yıl daha iktidarda kalacağını bilsem y-chp'ye oy vermem artık. bunu zamanında defalarca ifade ettim. bizler biatçi değiliz çok şükür. memleketin içine birileri edecekse, onlar atamızın partisi olacağına, bırakırız akp olsun yeğdir...
akp'nin paralellerle mücadelesini can-ı gönülden destekliyorum. fakat söz konusu kesime tüm düşmanlığıma rağmen, kendileriyle mücadele ederken hukuk dışına taşılmaması gerektiğine de inanıyorum. bakın siz yandaşlar ve eski ortağınız paraleller umursamazsınız ama ben bir ateist olduğum halde maide 8'i umursuyorum:
böylece konuyla ilgili durumumuz açıklığa kavuşmuştur umarım. bilmem bu konularda ne düşünürsünüz? şimdi gelelim sucukçu muhasebecisinin ve yandaşlarının tutumuna:
yahu bunların ne oldukları konusunda defalarca uyarılmadınız mı? fethullah gülen cia ajanlarını, papazları referans göstererek yeşil kart başvurusu yaptığında aklınız neredeydi? devlet adamlığında "aldatıldık" bahane midir? devlet adamının "aldatıldık, yanıldık" deme lüksü yoktur. meziyetleri sıradan insanların çok üzerinde olmalıdır. ya maazallah ikinci dünya savaşında başımızda beğenmediğiniz ismet paşa yerine sucukçu muhasebecisi olsaydı ne olacaktı? malum basiret seviyesiyle ülkemizi felakete sürüklemez miydi?
velhasıl artık aklınızı başınıza toplayın, sıradan tipleri adam yerine koymaktan vazgeçin.
