aynı masada oturmuyoruz.
karşılıklıyız ama. karşı karşıya. susuyoruz.
geç kaldık,yanlış zaman. hep olduğu gibi.güzel şeyler yanlış zamanları seçiyor. belki de zamanın yanlışlığı güzel yapıyordur kimbilir. "imkansızlık" mı aramızda duran şey. hayır olmamalı. netice de çok bilinen o gerçek "imkansız reddedilen olabilirliktir" red mi ediyoruz. birbizimize yaklaşmaktan korkuyoruz evet.
bir kaç cümleye zorluyoruz. havadan sudan şeylerden bahsediyoruz. soru işaretleri görüyorum gözlerinde. sadece gözlerinde değil ellerinde de var. nerede durması gerektiğini bilmiyor ellerin. sigaranı tutuşundan belli. üst üste yakıyoruz.
yine sessizlik.
sonra aynı yöne yürümeye başlıyoruz."bu sessizliği yazmalısın" diyorsun bana. geçiştiriyorum. hep olduğu gibi. sana karşı silah olarak kullandığım iki kelimem var; biri saçmalama,diğeri komiksin. ikisine de kızıyorsun. kızma ama diyorum,susuyorsun.
en çok ben susuyorum.söyleyemediğim ne çok cümle duruyor aramızda. kördüğüm demiştim sana. evet bahsettiğim o kördüğüm şimdi benim kucağımda. itiraf edeyim onu seviyorum,o sensin itiraf ediyorum. ama bu kadarına yetiyor sesim.
öyle çok sebebim var ki sana git kendime kal demek için.