sözlükte bir adet de troll bulunduğunu gösterir. bu kadar hamasi laf ancak bir troll'den çıkabilir. dikkat :
''ya bu ülkeyi sike sike seküler elit beyaz türklere vereceksiniz, ya da köpek gibi gebereceksiniz, üstüne üstlük de zonta esnaf çomarlar karinizi kizinizi mal olarak alacak.''
karşında bu kadar gerizekalı bir cümle kuran adam varken kime neyi anlatacaksın ? yine de uzun uzun yazacağım sana.
1) sike sike vermekle gebermekten başka bir yol bırakmayan adam, karımızı kızımızı çomarların mal olarak alacağından dem vuruyor. hadi diyelim onlar mal olarak alacak karımızı kızımızı, be çelişki yumağı, sen de gebermekle sizi zorla seçmek arasında çare bırakmıyorsun ?
2) vergi vermekle övünen seküler var mıdır ? hayır meraktan soruyorum. insan bir şeyler okuyup ettiği halde ''ben vergi veriyorum ve bununla övünebilirim.'' diyebilir mi ? hele hele üstünden halkına dahi iğrenç ithamlarda bulunduğu bir devlet teşkilatlanması hüküm sürüyorken. o vergiyi vermezsen sana sike sike vermekle gebermekten başka bir yol bırakmayacaklarından mı korkuyorsun ? korkma, bir şey yapmıyorlar.
3) çakal olmak bir düşünce yapısıyla doğrudan ilişkilendirilebilecek bir husus değildir. madem seküler beyaz türk'sün, şu halde dürüstçe açıkla. hiç bu sekülerliğin arkasına sığınıp da menfaat elde etmeye çabalayan kimse yok mu etrafında ? bütün seküler türkler bu ülkenin aydınlanmasını düşünen masum kitle midir ? yoksa goygoy mu yaparlar sadece ?
4) seküler türklerin bu ülkenin insanından daha çok okuyup etmişliği olduğu iddiası, anca ortaya kattıkları değerlerle izah edilebilecek bir durumdur. kimse de kusura bakmasın, sekülerler yıllar boyu bu ülkenin kurucusuna ihanet ede ede, rejimin ve değerlerinin adını kullana kullana bu ülkeyi geri götürmüşlerdir. ve bu düşmanı da yaratan o nefrettir. siz bu ülkenin inançlı kesimine güç elinizdeyken bu denli baskıda bulunmasanız, şu günlerde de aynısıyla karşılık görmezdiniz. seküler olmak, her şeyden önce bu ülkeye 367 krizini getirebilmektir. sekülerliğin ufku budur türkiye'de. kimse kusura bakmasın.seküler olmak, rejimin işleyişine çomak sokmaktır. seküler olmak, hakkını meşru yollardan aramak yerine, bir tanıdığa başvurmaktır. genelde de o tanıdık anayasa mahkemesi oluyordu. övünülen sekülerliğin 367 krizine nasıl yol açtığını bir incelemeni tavsiye ederim.
5) bugün hangi ülkenin hangi vatandaşını kolundan tutsan sorsan ki '' sence bu dünyada daha ayrıcalıklı insanlar var mı ?'' sana, rejimin uygulayıp uygulamadığına inanmasa da eşitlik ve özgürlüğün her insanın temel hakkı olduğunu söyler. kusura bakma, burada boru gibi aristokrat söylem ortaya çıkıyor. derler ya, insan içi boş oldukça çok iddialı cümleler kurarmış. hakaret bazen öfkeden, bazen de yetersizliğini kabul etmemekten kaynaklanırmış. çünkü ak parti' nin yarattığı aristokrat (?) patronlar sınıfı, gücü ellerinde tutmalarına rağmen şunca goygoyu açık açık yapmaz. paralarını alır ve kenarı çekilirler. bazı arkadaşlar da burada öyle bir aristokrat dil kullanır ki, insanları kendinden iter. bazen eylemlerden çok söylemler, görünüş önemlidir.
sizin birçok görüşünüze katılmakla beraber, esasında bu ülke için üç aşağı beş yukarı aynı hedeflere sahip olduğumuza inanmakla beraber, sırf benim anamı, babamı, kardeşimi, sırf siyasal tercihinden dolayı köpek olarak görmeniz, aramıza çok kalın bir çizgi koyuyor. ve sizi paçavra yapıyor.
