ismini gorunce icindeki tek sesli harfle hicbirseye benzemeyen bir ismi vardir. bydgoszcz`a gidecegim dediginiz zaman insanlar size zavalli gibi bakarlar ve gozlerindeki acima duygusunu iliklerinize kadar hissedersiniz. siz polonya, avrupa birligi ulkesi, dort yuzbin nufusu varmis falan dediginizde "he he-man he' der gibi aman dikkat et kendine, ac kalma, usutme gibi tavsiyeler alirsiniz yine aciyan gozlerle. bidigoic, bidgos, bidgost gibi denemelerden sonra bidgosch diye telaffuz etmeyi ogrenirsiniz ama bir sure nasil olabilir lan diye icinizden gecirirsiniz. ama oyle biryer degildir bydgoszcz. orta olcekli bir sehir olmasina ragmen zaman gecirilecek yeri coktur, hayat ucuzdur, toplu tasima iyidir, insanlari sicak ve yardimseverdir ve turklere karsi onyargilari yoktur. tarih konusursaniz ikinci viyana kusatmasini biz durdurduk, avrupayi biz kurtardik diye gerinip dururlar. gece hayati ise oldukca hareketlidir ancak heryerde oldugu gibi gece gec saatlerde dikkat edilmesi, icki ucuz diye agizdan farkli bir organla icilmemesi, laf atan tiplere bulasilmamasi gereklidir. yiyecek konusunda sikinti cekilebilir. sehrin bircok yerinde bulunan kebapcilardan (donere kebap diyorlar) wolovina (dana eti) doner yenilebilir -diger yemekler icin bol sanslar diliyorum herkese-. turk damak tadina gore marketlerden birseyler bulunabilinecegini umuyorum; tabiki deneme yanilma yontemi ile. domuz konusunda hassasaniz, polonya'da domuz cok sevilir ve tuketilir. domuzun wieprzowina, tucznik (ton baligi ile karistirmayin), dzik, swininac, szynka, boczek gibi bircok ismi vardir. gelmeden telefona ingilizce - lehce sozluk yuklemenin cok yardimi olur. yerel halk ozellikle gencler anlasacak kadar ingilizce bilmelerine ragmen hata yapmaktan cekindiklerinden cok konusmazlar ama basit bir ingilizce ile herzaman denemeye degerdir. bydgoszcz'a gelirken beklentiyi cok yuksek tutmamak gerekir ortalama bir sehir oldugu unutulmamalidir.