yürüyüş yapmak istiyorum ama feci bir fırtına var dışarıda, hayal kırıklığına uğradım ve rüzgar bildiğin camları tırmalıyor. dinlediğim en güzel şarkıyı da o rüzgar sesini de bastıran yeni aldığım bilgisayarın fan sesi bastırıyor, bu beni daha çok hayal kırıklığına uğratıyor. geçen yıl üniversiteyi bitirip memleketine dönecek olan yakın bir arkadaşımdan almıştım bunu ve hayal kırıklığına uğradım. bu hissi tanıyorum, biraz kendine olan öfke var ama en çok da kırılıyor ve küsüyorsun bir şeylere.
ilk küstüğüm zamanlar da böyleydi;
sene bilmemkaç, mahalle çocuklarında 18 vitesli bisiklet var. o dönemler pek moda bu bisiklet ve hemen hemen herkes de var. bende istiyorum bundan bir tane ve her akşam dile getiriyorum bizim aileye. 4. sınıf filanım, peder beyin maddi durumu güzel, okulu takdir ile bitir sana alayım diyor bi' 18 vitesli bisiklet. hani herkes alıyordu o sene takdir filan ama herkes gibi almadım o belgeyi. gerçekten hakketim, çalışmıştım çünkü. peder bey almadı. bir kaza filan olur aman allah korusun daha küçüksün dedi. aslında zaten kardeşimin kullandığı benim bmx bisikletim vardı. hem o benden daha küçüktü ve benim arkadaşlarımla sürüyordu bisikleti o nu neden bu kadaar düşünmüyordu? yalandı. küçüksün dedi daha olmaz. seneye getir bi' takdir söz bu kez alacağım dedi. çalışmadım o sene ama herkes gibi almıştım takdiri. küsmüştüm babama, hiç konuşmayacaktım artık onunla ama sonraları daha az sevmeye karar verdim. 26 yaşındayım, halen bir 18 vitesli bisikletim yok ve babama halen küsüm, onu herkesten daha az severim. insan çocukluğunda kalan bir bisiklet yüzünden küser mi hiç?
küser.
insan bir zamanlar çok sevdikleri tarafından kazıklandığında yaşı kaç olursa olsun küser. eski bir sevgili, mahalle bakkalı ya da baba, anne... kim ve hayatındaki yerinin ne oldukları önemli değil, kazıklandığında küsersin. bazen kazıklanırken atılan kazığın farkındasındır ama yine de susarsın, çünkü akıllınmaya bir adım daha yakınlaştığını anlarsın böylece.
en son, sevdiğim bir arkadaşım mesafe olarak koşullarında uygun olmasıyla, beni hiç görmemeyi planlayıp, birkaç yüz lira fazlası için bozuk fana sahip bilgisayar satmasıyla kazıklandım. kazıklanmak ya da o bir kaç yüz lira değil de beni en çok 'bir daha hiç görmemeyi planlamak' üzüyor.
bu seferlik anketi, kazıklanmış bir kafanın, fan sesinden ağrıması yüzünden bitiriyorum.