topitop yerken yanımdakine 'verim istersen sakızlı olanlardan aldım ama kolalı kalmamış?' diye sorduğumda topitopu ağzımdan çıkarmadığım ve aynı zamanda somurduğum için karşımdakinin söylediklerimden bir şey anlamadığını fark ettiğim an.
düştüğüm zamanlarda ağlamam. evet hala düşünce anneee diye ağlıyorum. dizlerimdeki geçmek bilmeyen yara izlerini her gördüğümde de büyüyemediğimi anlıyorum.
uyumadan önce youtubedan ninni açtığımda. ve mutlu olunca dinlediğim çocuk şarkılarına güldüklerinde. gizli gizli açıyorum, büyüdüm aslında ben gerçekten. ama yanlışlıkla duyup gülenler olunca sanki biraz büyümemiş gibi hissediyorum. onun dışında valla büyüdüm.
yattım sağıma
döndüm soluma
sığındım suphanıma
melekler şahit olsun dinime imanıma, amin.
90 yaşıma gelsem de bu dua peşimi bırakmayacak amk, okumazsam rahat hissetmiyorum.
masal dinlemek. resmen pireli kediye kıymık etkisi yapıyor, insan anında mı mayışır, aha sütümü de içtim uyuyim moduna giriyorum.
boş boş kalınca hala yanımdakine isim şehir mi oynasak? diye sorabiliyorum. yalan söylerken parmaklarımı çapraz yapmazsam içim rahat etmiyor. yemekten önce ellerimi yıkamazsam yemeğe şeytan kaçacak gibi hissediyorum, tabakta yemek kalırsa valla hala ağlayacakmış gibi geliyor, resmen o pilavcıklar şu ağlayan çocuk tablosundaki çocuk edasıyla pıytık pıytık bana bakıyor. külahta dondurma yerken gökyüzünü görüyorum, sanki kafamı kaldırmazsam tadını alamıyorum. duşta iki şampuanlama arası gözlerimi açamıyorum, şey evet duş esnasında pek gözlerimi açamıyorum, yanacak gibi hissediyorum, her yıl 2 dönem dalin kullanıyorum.
vişne yememin tek sebebi dudaklarımın daha kırmızı olması. duşa girmeden önce güneşe çıkacaksam saçlarıma biraz kola sürüyorum, daha sarı olurlar belki diye. biri bağırırsa, gözlerim doluyor, hayır azıcık zorlasa, anneee diye ağlamaya başlayacağım. pijamalarımı giymeden ve en az 4 kişiye iyi geceler demeden yatağa giremiyorum, girince 1 saat hayal kuruyorum, ama bu haftanın sadece 2 günü. diğer 5 günü uyuyakalıyorum. gittiğim her yerde montumu yada ceketimi unutuyorum.
arabada öne her oturduğumda o müthiş zafer duygusunu hissediyorum. alfabeyi hala sayamıyorum, birisi bana şunu sesli oku deyince her defasında ilkokul 1 deymiş gibi kendini kanıtlama havasına giriyorum. voleybol ve basketbol oynamaktan sıkılıyorum, her defasında ortada sıçan oynamayı teklif ediyorum. kabul etmiyorlar sözlük, kabul edilmeyince de kırılıyorum. vin-dağ-viç-kez yapmanın kutsallığına inanıyorum. okula giderken süslenirsem sanki başarısız olacakmış gibi hissediyorum, makyaj falan yapınca sanki hocalar içinden ayıplayacakmış gibi geliyor, he evet üni okuyorum ben de. hangi derse girersem gireyim istisnasız 7 dk sonra uyuyakalıyorum. ama makyaj yaparsam başarısız olacam, bu histen kurtulamıyorum.
burda durmam lazım. hayır cidden durmam lazım, aklıma gelen en az 46 madde daha var, başlarsam suyu çıkacak. kendimi kaptırmamam lazım, ben kendimi kaptırınca boku çıkıyor sözlük. fena çıkıyor.