Hakkında, bu platformda, 261 farklı fikir belirtilmiş. Yuvarlak bir sayısal neticeye tekabül etmesi açısından, oturup ilk 100 adedini okudum. Tahlilimi birazdan arz edeceğim.
Karl Marx'a ait bu aforizma (genellikle bağlamından koparılarak sarf edildiği için bu, artık, ancak bir aforizma) iki farklı anlamda yorumlanabilir; birincisi Marx'ın bu aforizma ile bize ne anlatmak istediği ile, ikincisi ise bizim bu aforizma vesilesiyle Marx'a ne anlattırmak istediğimiz ile alakalı.
Marx'ın, bu aforizmayı da kullandığı metin dahilinde (Zur Kritik der Hegelschen Rechtsphilosophie) bize anlatmaya çalıştığı şey; dinin, insanların sefil hayatlarından kurtulabilmeleri için bir araç olduğu. Kendisi, müteakip külliyatında bize, bu kurtuluş için daha iyi olduğunu iddia edeceği bir başka araç önerecek. Hatırı sayılır bir kısmı Marx'ın külliyatını bir ideoloji olarak benimseyenler arasından olmak üzere, Marx'ın bu aforizmasını ağızlarına sakız edenlerin, bu aforizma ile Marx'a anlattırmak istedikleri şey ise; dinin, insanların sefil hayatlarının bizatihi kaynağı olduğu.
Gelgelelim, bu platformda serdedilmiş 261 fikrin ilk 100 adedi içerisinde sadece 5 adedinin sahibi bu hakikatin farkında olarak yorumda bulunmuş görünüyor. Aynı ilk 100 fikir içerisinde 14 adedinin sahibinin, bu hakikatin farkında olup olmadıkları, fikirlerinden anlaşılamıyor. Nihayet, mevzu bahis ilk 100 fikir içerisinden tamı tamına 81 adedinin sahibi, Marx'ın, dini, insan hayatı için birincil öncelikli bir sorun addettiği önyargısını taşıyor görünüyor.
Konu hakkında ayrıntılı bir değerlendirme için, Felsefelogos'un 43. (2011/4) sayısında yayınlanan Sinan Özbek imzalı "Din Halkın Afyonudur: Marx Aslında Ne Diyor" başlıklı makaleye bakılabilir. Bu makalenin, Marx'ın bu aforizması ile alakalı bölümlerinin aynen yer aldığı, aynı yazara ait bir başka çalışmaya interaktif olarak ulaşmak mümkün: http://www.altust.org/2011/06/din-halkin-afyonu-mu/