benim babam kuş manyağıdır. hayatı boyunca birçok kuş bakmış. ben doğduktan sonra ise bırakmış. fakat hatırlarım, bizde kuş yine hiç eksik olmadı. muhabbet kuşlarımız hep oldu, onların bebeleri oldu, yumurtadan beraber çıkmalarına yardım ettik falan. çok çirkin çok çaresiz oluyorlar. konuşan kuşlarımız da oldu. hatırlarım napoli adındaki bir kuşumuz bana "çişli selin" derdi küçükken. sevmezdim. o da elimi ısırırdı. ben nedense kuş ayaklarından korkardım. korkunç gelirlerdi. bir gün sarhoştum ilk defa o kafa ile bir kuşu parmaklarıma almıştım. sıcacıktı. masumdu. mm sonra kaçak adında bir kuşumuz vardı. bir gün mutfakta gördük. girmiş bir şekilde. hemen kafese koyduk. sonra bir gün annem hava alsın diye balkona koymuş. kafes devrilmiş. kaçakta gitmiş. kaçak geldi kaçak gitti. üzülmüştüm. tam da üstüme konmaya başlamıştı halbuki. bir gün babam eve yeni bir kuş getirdi. sarı-yeşil renkli bir şey. yavru daha. garip bir şekilde bunu elime alabildim. hatırlıyorum elimde uyumuştu. adını cicikuş koyduk. biraz saykodelik bi isim. evet. fakat zamanla cicikuş diyince bakıyordu bize. o yüzden cicikuştu adı. gözlerinin içine bakarak birçok kelime söyledim. zamanla konuşmaya başladı. elime daha çok gelmeye başladı. beraber dans ediyorduk. elimde konuşuyor, oyun oynuyordu. saçlarıma giriyor, omzumda uyuyordu. ağladığımda sanki anlıyor siyah gözleriyle bana bakıyordu. boynunu bana sevdiriyor ve sesimi duyunca deli oluyordu. bir kuşa bu kadar bağlanacağımı düşünmezdim. küçücük bir şey. ve sandığınız aksine çok akıllılar. ve cicikuş diğer kuşlar gibi değil. ötmez, konuşur. kafeste kanatlarını çırpmaz etrafı tüy yem yapmaz. acıtacak şekilde ısırmaz. tek sorunumuz sadece yem ve su yemesi. diğer besinlerden pek yemiyor. neyse efendim cicikuşu az önce sevdim yine. dinledi beni. her zaman ilk dinleyişi gibi dinler beni. ayakları soğuk değildi allahtan. korkuyorum hastalanacak diye. isteğim cicikuşun çocuklarını ve torunlarını görmek. bakalım nasıl bir baba olacak?