tanrı'sı ve peygamberi iki kişiden ibaret olan. dişi tarafının tanrılığa daha çok yakıştığı.
adına aşk diyorlar. edebiyatçılar, şairler, şarkı sözü yazarları... herkes. adına aşk diyor bu duygunun. ben ise din diyorum. ilahi bir kavram diyorum. tanrı'nın siluetini bu kavrama yerleştirip, tanrı katına olan yolculuğumun yolu sen'den geçsin istiyorum. tanrı ile aramda sadece sen olasın diye iki kişilik bu dinde peygamber olduğumu haykırıyorum.
meczubum. biliyorum. aşk meczubuyum. ellerimde ayetlerim. ellerimde, sana yazdıklarım. kapına gelmiş, sana sunuyorum. eşiğine başımı koymuş, yunus emre'nin taptuk emre'nin dergahı kapısında beklediği gibi şu bedenimi yerden kaldırmanı diliyorum. beni sarıp ısıtmanı istiyorum. kafamı göğsüne bastırıp cenneti görmemi sağlamanı istiyorum. mevlana'nın sevgisini yüreğimde hissedip, ne olursan ol yine de gel sözünün üzerine bir şeyler ekleyip haykırıyorum:
iki kişilik bu dindeki peygamberlik görevimden şikayet etmiyorum. vazgeçmek ise? asla! ne aklımdan geçer. ne de dilimin ucundan. sadece yazıyorum ben. sana yazıyorum. seni yazıyorum. kelimelerim, cümlelerim, noktalama işaretlerim, varlığın karşısında çırılçıplak kalıyorlar. üryan bir şekilde, seni, sana anlatıyorum. losing my religion şarkısı döndükçe atmosferde sana olan inancımın perçimlenişini hissediyorum.
yanaklarının kızardığını biliyorum yine. ve, hissediyorum. kutsal bir emanetim seni çok ama çok seviyorum. zaman içinde zaman kavramını yüreğime bir nakkaş gibi işleyip, sonsuzluğun sonunda yollarımın sana varmasını diliyorum, tanrı'dan. tanrı, anlayacaktır, yarattığı bir kulunun başka bir kuluna tapmasının nedenini. anlayacaktır, iki kişilik dinimizin o'nun dinine/dinlerine bir zarar vermeyeceğini. veremeyeceğini. anlayacaktır, o'nun aşkına ulaşmak için seni ilahlaştırmamın nedenini.
anlayacaktır, kutsal emanetim. anlayacaktır tanrı! bu aşk'ın şirk olmadığını!