bir gazetede okuduğum aklımda kalmış birkaç şeyi paylaşayım. bir kadın 120 nin üstünde bir yaşında kendisi ve evlenmemiş hayatında hiç. hala bakire olduğunu söylüyor. sonra kendisine uzun yaşamın sırrını soranlara "erkeklerden uzak durmak, kesinlikle evlenmemek" diyor. katılıyorum. erkekler kadınların, kadınlar erkeklerin yaşamlarını kısaltıyor. hayatlarını gül bahçesine çevirmiyor. bazı bekarlar için evlilik, meme olsada, hep sevişmek olsada, malesef o kadar güzel değil evlilik.
ayrıca gaziantepti sanırım bir kanalda izlemiştim 110 üstü yaşında hala delikanlı gibi olan yürüyebilen konuşabilen sapasağlam bir dede diyeyim. ropörtaj yapıyolar. kendisi evlenmemiş. o da üstteki kadın misali, uzun yaşamını gençliğindeki düzenli olarak yaptığı spora, sağlıklı ve düzenli beslenmesine ve evlenmemesine, kadınlardan uzak yaşamasına bağlamış.
kısaca, kanımca, kızlar, hele hele günümüz kevaşelerinin birçoğu, tahrik etmek için her türlü sürtüklüğü yapan, rezil et parçaları.
bu iğrenç topluma girip şu rezil et parçalarına tahammül etmek zorunda kalmak, ciddi ve zor bir sınav, büyük bir zulümdür.
üniversite öncesi yaşadığım şehir ufaktı. öyle fazla sokağa çıkan biri olmadığım nickimden anlaşılır. fakat üniversiteye gelip kampüse girmek... bu tam işkenceydi...
her türlü rezilliğe bizzat şahit olmak...
işte insan bundan sıkılır bunalır. ahireti düşünmeyen, ölümü düşünmeyen insanlar...
halbuki bunların geleceği, olacağı muhakkak iken, yaptığının rezillik olduğunu bile bile ahlaksızlıkta, hayasızlıkta ısrar eden milyonlar...
bu, toplumu bozar. toplumun bozulması için ailelerin bozulması gerekir. yeni nesilden ailelerin bozulacağını, evliliğin bir hükmünün pek kalmadığını görebilirsiniz. sonra ne olur dersiniz ?! millet helak olur.