Carson Mccullers yalnız bir avcıdır yürek deyip karamsarlığın, iç karartısı ve bulanık gelecek hayallerinin kitabını yazıyor. Kitabın arkasındaki olağanüstü tanıtım yazısı ise der ki; bu kitap notaların, kelimelere dökülmüş halidir.
Aslına bakıldığında yalnızlık iki alt katmanda incelenebilir; seçimli yalnızlık ve itilmişlik. Seçimli yalnızlık zamanla insanın hayallerinden kopması ve çevresindeki ortamın ruhunu baskı altında tutması sonucunda ortaya çıkıp, kişiye kimi zaman mutluluk sağlayabilir. "birey", hiç olmak istemediği bir topluluğun içerisinde yalnız olmaktansa, kendi münzevi hayatıyla iştigal etmeyi yeğ tutabilir. Sosyal yaşam her ne kadar bu şartlara imkân tanımasa dahi, kişi bir şekilde kendi çıkar yolunu bulacaktır. diğer yandan itilmiştik durumu veyahut hissi, kişinin ruhunu ve mizacını seçimli yalnızlıktan daha harabe duruma getirir. Topluluğun içerisinde yerini bulmak isteyen bireyin davranışları ve çevresiyle olan etkileşimi, kendisini bir anda yalnızlaştırabilir. Bunun tam tersi de mümkündür zira tutum ve davranışları yönlendirme kursları çağımızda bireylere yeni bakış açıları sağlamakla birlikte, toplum tarafından "sosyal" olarak atfedilen teknoloji, binlerce yıllık süregelen medeniyeti (her ne kadar yetersiz olsa da) silip süpürmektedir.
Velhasıl kelam, seçimli yalnızlık içerisindeki birey, kendi dünyasında mütevazı ve nispeten mutlu bir yaşam sürmektedir.