şems

entry35 galeri
    33.
  1. gerçek anlamıyla mevlanayı topluma kazandıran insan.

    tebrizli şems. mevleviliğin ruhunu şahlandıran çıkışların öncüsü olmasına rağmen mevlevilerin bile, şerr-i dayatmalar ve baskılar sonucunda hakettiği değeri gösteremediği bir kişiliktir. döneminin inanç kalıplarını en katı biçimiyle eleştiren, inancın en temel prensiplerinin alğı ve pratikte tam anlamıyla içselleştirilmeden yaşanılamayacağını, gösterişin ve iki yüzlülüğün, cahiliyetten değil art niyetten doğduğunu bunu riyakarların yüzüne hiç sakınmadan vuran o " anarşizan" karekteriyle sergilemekten geri durmamış bir kişiliktir.

    mevlanın şems ile beraber yaşadığı dönüşüm sürecinden, mevlananın sahip olduğu maddi kaynaklar ve otoritenin çevresinde nemalananların giderek artan rahatsızlığı özellikle maddiyatın benliği çürüten esaretine karşı şemsin, mevlanadan sergilemesini istediği reddiyetle beraber tam anlamıyla bir kine dönüşerek, şemsin yaşamına maal olacak bir ötekileştirmeye tabi tutulmasına neden olmuştur.

    şemsin konya'yı terk edişinin ardından piştiğini söylediği narın " aşk"ın gereği olarak yollara düşenin kendisi olmaması, bunu yerine müritlerini ve oğlunu yollayarak geri dönmesini sağlamanın ve şemse yönelen kindarlığa karşı gereken tavrı koyamamış olmanın bir özeleştirisi olarak, şu satılarlarla serzenişte bulunmuş olmanın ötesine pekte geçememiştir mevlana. "onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. o, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."

    islamiyetin tabiri caizse islamın ortadoks yaklaşımının bir sonucu olarak mevleviliği kendi yapısına uygun bir modele sokarak, her ne kadar hazmetmekte zorlansada mevlanayı ve mevleviliği bir değer olarak kabul etmek zorunda kalmış olması, şemsin kasıtlı bir şekilde geri plana itilerek mevleviliğin giderek parlatılan şatafatında gölgede bırakılmasıyla vücut bulmuştur. öyleki bu durum neredeyse yan yana bulunan türbelerinin bile mimari yapısına en bariz biçimiyle yansımıştır.

    yani sözün özü, mevlanayı anlamak şemsi bilmekten geçer deyim ve şemsin bir sözüyle yapıştıralıım üç noktayı. "şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var. hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. tutup da ona hayran olmaya değil"...
    0 ...