tüm dönem boyunca antin kuntin ödev ve siktiriboktan uygulamalarla uğraştırır durur bu dersin hocası. o kadar uğraş, emek ve masraflar neticesinde dönem sonu dersiniz ki "geçerim yea, emek verdik abi." hatta o kadar eminsinizdir ki sonuçların açıklandığını duyunca sülalesi raad bir modda öğrenci işleri bilgi sistemine girersiniz. sonra bir bakarsınız siz şok. ff. gözlerinizi ovuşturup yeniden bakarsınız yine ff. telefondan çıkıp bilgisayardan girersiniz o şaşkınlığın verdiği mallıkla yine ve yeniden ff. hocanın parmağı mı kaydı lan yanlış mı girdi bu şerefsiz diyerek üç beş dakika sayfayı falan yenilersiniz çünkü bilirsiniz ki umut fakirin ekmeği. sonra dakikalar geçtikçe kendinize gelir anlarsınız ki hoca piçlik kere piçlik yapıp sizi piçliğin karesine bölmüştür.
umut fakirin ekmeği vol2 düşüncelerinde boğulup hocayı ararsınız. hocam kem küm hede hödö (yazar burada içinden küfrediyor) bir şeyler zıvalayıp ağlamsı bir ses tonuyla konuşup hocanın gönlünü fethetmeye çalışırsınız. baktınız olmuyor baktınız hoca pire için yorgan yakmış ve sizi süründürmek istiyor. üçüncü ve son çıkış kapısı olan bütünleme meselesini konuşursunuz. uygulamalı ders olmasından ötür hoca pek tabii bütünleme sınavı olmayacağından bahseder. her ne kadar bunun bilincinde olsanız da hocadan bir uçan tekme daha yemişçesine yıkılır kalırsınız. en nihayetinde vaktini çaldığınızı bariz bir şekilde belirten hocaya teşekkür edip telefonu kapatırsınız. üzerine bir bardak soğuk su içip entry girersiniz. son.