Romanın kapağında Orhan Pamuk değil de farzı mahal Mükremin Düzbasar yazsa kimsenin almayacağı, hadi alsa beğenmeyeceği kitaptır. Pamuk'un daha önceki romanlarındaki karakterler Nişantaşı'ndan Teşvikiye'den çıkmaz iken (ha pardon Sessiz Ev'de Gebze'ye de uğruyorlardı) bu romanı bilimum gecekondu semtlerinde geçmektedir. (Gültepe'nin adı olmuş Kültepe vs)
Tabii Pamuk o semtleri hayatında uzaktan bile görmediği için, 4-5 sene boyunca epey sokak satıcısı, yoğurtçu, işportacı ile röportaj yapmış notlar almış (muhtemelen o kişileri ona yayınevi ayarlamıştır.)
-Aloo pamuk şekerci geldi mi, haa tamam üstat hazır, gir yavrum sen odaya, çıkışta paranı alırsın. Tamam sen bekle amca, o ayva sepetini de duvara daya, seni yarım saat sonra alıcaz!
Sonuç olarak Pamuk'un daha önce Kara Kitap, Benim adım kırmızı gibi kalite eserlerini okuyanlar, alıp meraktan okuyacaktır, biraz sıkılacaktır. Ha ömrünüz Nişantaşı, Etiler ve Bebek'te geçtiyse, kitabı okudukça aaa bunlar ne zaman olmuş, böyle insanlar, semtler de var mıymış istanbul'da diyeceksinizdir. Ama normal bir semtte oturup, normal bir şekilde yaşayan insansanız, zaten Pamuk'un romanda yazdıklarının çoğuna vakıfsınızdır ya da en azından 12 yaş seviyesine uygun yapılan TV dizileri veya yerli filmlerde benzer hikâyeleri seyretmiş olduğunuzdan size çok orijinal gelmeyecektir "Kafamda bir tuhaflık"