beğenerek, keyif alarak izlediğim 1985 doğumlu damien chazelle'nin 2. uzun metrajı. başka bir senaryo üzerine eğilen yönetmenimiz tıkanmış ve bir yıl önce kısa versiyonunu çektiği bu çalışmaya el atmış. iyi de yapmış aslında.
--spoiler--
andrew en iyi müzik okullarından birinde okuyor. tabii bu okulun hayli zorlu ve hayatını her hattıyla müziğe adamış bir hocası mevcut. ismi fletcher. kusursuzluğun ve bu uğur da dahiliğin izini süren bir kişilik bu. haliyle andrew'in işi zor. kendisi yetenekli fakat belli özgüven sorunları yaşıyor. okulun yükselmeyi hedef alan klas bir tavrı var. bunu bölümler arası giriş çıkışlardan, andrew'in tanıştığı hatunla olan diyaloglarından da anlıyoruz. andrew bir yandan yeni bir birlikteliğe yelken açarken diğer yandan as baterist konumuna kısa sürede yükseliyor. fakat bence filmin temel alt metnini oluşturan müziğin icrasında ortalama veya iyiyle yetinmek bu tarz bir müzisyen veya sanat adamı olmak eksik kalmak demektir gibi bir öngörü var. yani yetenekle korkunç bir çalışma örtüşecek o türün mucitlerinden birisi gibi olunacak. zira film de cazın yaratıcılarının isimlerini kolayca almadıklarına dair bir aforizma da mevcut. whiplash, kolay değil diyor o birkaç isim gibi oluvermek. yani andrew'in ki basit bir hobi ve uğraşı değil. çocuk bunu anlıyor, kendisini etkilememesi babında önce hatundan ayrılıyor ve iyiden iyiye işine kanalize oluyor. fletcher, çetin ceviz ve psikolojik temelli oynuyor oyununu.
--spoiler--
şu özgüven mevzusuna dönersek andrew'in masada kuzenlerine, sağına, soluna sağlam ayarlar verdiği bir sahne mevcut. bence filmin zirvelerinden. ve fletcher'dan da fazlasıyla etkilenildiğini göze sokan bir sahne. zira fletcher oyununu psikolojik oynarken çokta masum değil, otoriter hatta zorba vari bir tutum sergiliyor. belki tek çıkış yolu öğrencilerinin yaratıcılıkta sınırlarını zorlayıp bir dahi daha yaratma argümanıyla izah edilebilir. işte burada da mükemmeliyetçi bir tavır mevcut.
--spoiler--
andrew ve fletcher birlikteliğinin ikincisi zaten mesajın alındığını andrew'in gözünü karattığını gösteriyordu. kendini ispatlama halet-i ruhiyesi...
özellikle bireyin zaferi olarak görmekten ziyade, zorba eğitim metodunun kişiye etkileri üzerinden değerlenmesi icap eden dikkat çekici bir çalışma. kesinlikle psikolojik altyapısı ve rahatsız edici tavrı izleyiciyi filmin içinde tutmaya devam ediyor. damien chazelle, ancak bu sistem bir dahi yaratabilir gibi büyük laflar etme kaygısı taşımadan malum psikolojik savaşı hayli iyi vererek işini ziyadesiyle yapıyor.