osmanlı'nın şirk listesinin yanında hiç kalır. padişaha "zıllullah" yani "allah'ın gölgesi" demelerini mi ararsın, padişahın insanlara "kullarım" diye hitap etmesini mi ararsın... ne ararsan hepsi mevcut...
evliya çelebi'nin, 1656 tarihinde yaşanan ve kendisinin de bizzat şahit olduğu "vaka-i vakvakiye" olayının anlatımında, ilginç ve bugüne kadar eşine rastlamadığım bir detay vardır:
ayaklananlar IV. Mehmet'i ayak divanına çağırır. Padişah ayaklananların karşısına çıkınca:
"Nedir muradınız kullarım?" diye sorar.
Daha önce de dediğim gibi, aldığı yanıtın başka bir örneğini Osmanlı tarihinde görmedim:
"Kulluğumuz allahadır. Sen ancak bir mütevellisin" derler!...
Velhasıl Osmanlı padişahlarının "kul" lafına, sonunda "kulları" bile tahammül edememiş din gayretiyle!...