bi tanığın ifadesine göre 26 mayıs 1828 günü nürnberg kentine adım atmış vahşi çocuk tur . bulunduğunda 17 yaşlarındadır ama tek bir hece bile söyleyemez sadece hırıltı ve inleme . çocuğun ana dili yoktur .
ve gözetim altına alınır . çocuğa kağıt kalem verilince kaspar hauser adını yazdığı için bu adla bilinir .
hauser a biraz almanca öğrettikten sonra araştırmacı şu gözlemi yazmış :
" onu camdan dışarı baktırdım . ve yaz mevsiminin tüm ihtişamıyla önümüzde uzanan geniş ve güzel manzarayı ona gösterdim . hemen geri çekildi . yüzünde bi dehşet ifadesi vardı . " ve ;
-çirkin , çirkin !
diye haykırdı .
daha sonra yeterince almanca öğrenince çocuk bu tepkinin nedenini şöyle açıklar .
pencereye bakınca gözlerimin önüne bir panjur yerleştirilmiş , bu panjura bir badanacı farklı fırçalardan çıkan beyaz , mavi , yeşil , kırmızı ve sarı boyaların hepsi karıştırarak sürmüş gibi gelirdi hep . şimdi her şeyi ayrı ayrı görebiliyorum . oysa o zaman bunları tanıyıp birbirinden ayıramıyordum .
der .
ilginçtir ki yazılı kültürde büyümediği için benlik kavramında , iç yaşamın içine girmekte zorlanıyordu .
öyle ki yazı yazmayı iyice öğrendiğinde yazdığı biyografisinde kendisinden 3. tekil şahısı kullanarak bahseder :
" kendini bildi bileli bir delikte yaşamış , her zaman ayakları çıplak , yere oturmuş ve üzerine sadece bir pantolon ve gömlek giymişti . gökyüzünü hiç görmezdi . geceyle gündüz arasındaki farkı hiç bilmezdi . uyandığı zaman yanında ekmek ve bir sürahi su bulurdu . kendisine et ve içecek getiren kişinin yüzünü hiç görmedi ."