arapların türklerden cesur olduğu gerçeği

entry27 galeri
    25.
  1. Turgut Özakman"ın "Diriliş" isimli belgesel romanını okuyunca bir kez daha anladım ki, Arapların ihaneti ve Arapların Çanakkale savaşlarındaki pozisyonları konusunda hiç de yanılmamışım! Turgut Özakman romanında konu ile ilgili olarak şunları söylüyor:

    "... 57. Alay 180 yükseltili tepeyi, 27. Alay da Kırmızı Sırt"ın büyük bölümünü geri aldı. Ama sol kanattan haber gelmiyordu. Buraya yollanan 77. Arap Alayının, 27. Alayın soldaki taburuyla birlikte düşmanı denize doğru sıkıştırıyor olması gerekmekteydi. Anzakların denize süpürülmesini bu baskı sağlayacaktı. M. Kemal cepheyi siper siper denetleyip askerinin ateş altındaki durumunu inceleyerek, gün doğarken Kocedere"ye gelecek, çok üzücü, çok şaşırtıcı bir olayla karşılaşacaktı. Çanakkale"de bir daha yaşanmayacak bir olayla...(12).

    Gün ağarıyordu... Telefon bağlanmadan, 77. Alayın 1. Tabur Komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin Bey geldi. Gözleri ağlamış gibi kıpkırmızıydı.
    -"Efendim" dedi, "... Utanç içindeyim. Ne yazık ki, alayımız çil yavrusu gibi dağılarak savaş alanından kaçmıştır..."
    - "Ne diyorsunuz?"
    -"... Alay komutanını bulamadım. Sizin buraya geldiğinizi duyunca bilgi sunmak için koşup geldim."

    Mustafa Kemal bu dürüst askeri Trablus"ta sömürgeci italyanlarla savaştıkları günlerden tanıyordu. Yanında kol komutanlığı yapmıştı. Gece sol yandan neden bilgi gelmediği, Anzakların niçin denize sürülemediği anlaşıldı. Savaş alanından kaçmak, bağışlanabilir suç değildi. Hacı Mehmet Emin Bey"e, "Alayı Kocadere"nin batısında toplayınız..." dedi, "...Yine kaçan olursa vurunuz!"
    ...
    Arap askerlerinin bazı halleri, tavırları, alışkanlıkları, tümende bulunan Türk askerlerini şaşırta gelmişti... Ama en çok da bu adamların çoğunun silah arkadaşlarını ateş altında bırakıp kaçmalarına şaştılar. Bambaşka bir milletin ve çok farklı bir toprağın çocukları olduklarını yaşaya yaşaya her gün biraz daha iyi ve derinden anlamaktaydılar"(13).
    Turgut Özakman, olayları anlattığı 4. bölüme ait dipnotlarda şu bilgileri de veriyor:

    "77. Alay dağılarak hem olumlu gelişimi engelledi, hem 27. Alayın sol yanını boş bırakarak, o kadar kan pahasına alınan Kanlısırt"ın terk edilmesine yol açtı. Üstün düşmanla savaşan 19. Tümen bir alayının dağılması üzerine zor durumda kaldı. Yardıma gelecek bir birlik de yoktu. 77. Alayın iki taburundaki Araplar, daha tabur savaş hattına yaklaşırken, ormanlık ve fundalık arazide, ayrılıp saklanarak, usul usul geride kalarak birliklerinden kopmaya başlarlar. Bir bölümü filonun ateşi altında kalarak erir. Kaçanlar arkadan ateş ederek 27. Alayın birliklerine zarar verir. Kaçmayanların büyük kısmı da geri çekilirken dağılırlar. Fahrettin Altay bazılarının, cephede kan gövdeyi götürürken, gerilerdeki çadırlara saklanıp nargile çektiklerini yazıyor.

    Şefik Aker diyor ki; "Eğer bu Arap erleri yerinde bunlarla değiştirilen Türk erleri olsaydı, tekrar edilecek saldırışlarla, esasen gündüzden sarsılmış olan Avustralyalıların o gece vapurlarına çekilmek mecburiyetinde kalmış olacaklarına hükmolunabilir. ATASE, Çanakkale 2, bütün Arapların kaçmadığını, bazılarının Türklerle birlikte kaldığını açıklıyor... Bazıları dövülür, üç elebaşı kurşuna dizilir..."(13).
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük