ben bu yazıyı sana yazdım

entry31067 galeri video218
    24186.
  1. 17012011

    sen öldün ben ölüme ilk kez seninle daldım
    her yıl -ölümünde- yüzüm toprağa bakıyor
    ellerim çimen kokuyor
    çiçek bahçesi ayakkabılarım..
    kokum sen…
    tenim bembeyaz bir gökyüzü…
    dudaklarım kan kırmızı…
    belki de hayat senin yanındır nasıl desem burası yalan biliyorsun sen de

    biliyorsun sen bu yüzden gitmedin mi zaten
    sana melek tacı ve beyaz çok yakışırdı !
    biliyor musun aslında sana benzer yanlarım da var
    en az senin kadar güzelim ….
    gözlerim senin gördüğün kadar ela….
    saat p ile başlıyordu
    günlerden 1 i 5 geçiyor olabilir .
    pazartesiyi Cuma geçe geceye sen kala öldün
    her hoşça kala ağladık biz
    sulu gözlerinin son yemini mutluluk gözyaşların olsun
    bir sır gibi gittin
    nedensiz sandı herkes ama nedenleri aramadan sizleri kelimelere ek gördüler layığı bu sandılar….
    benim kadar renkli olsun isterdin her şeyin
    hayatı renkli pencerelerinde izlerdin
    erken zamanda bir yolculuk hayalin vardı biliyordum
    çok güzel bir yere gideceğim demiştin
    benden istediğin bir şey var mı demiştin
    Beyaz , etekleri uçuşan ,içinden kayıp gitme hissi veren koşarken benden sonra gelen elbise demiştim
    beyazı çok severdim bilirsin
    aşkın rengi kim demiş kırmızı diye
    yalan
    aşk beyazdır
    aşk masumdur
    beyaz tüm güzelliklerin rengidir
    benim rengimdir
    her şeyde vardır biraz
    koyu mavinin gündüzünde
    yeşilin çimeninde
    denizin turkuazında
    sanki bir simge gibiydi beyaz
    hayatı beyaza boyabilirdik biz ben her renge bir beyaz katar siyahı bile gri yapardım
    pembeye toz katan benim mesela
    toz pembe hayaller benim eserimdi
    uyumamak için içtiğin kahvenin uykunu getirmesine bayılırdın
    çilek kokulu mumları senle sevmedik mi aslına en sevdiğin şey vişneydi
    dalından koparılan vişne teninde tat bulurdu sanki kulağına takar dünyanın en güzel hatunu gibi gezmeyi severdim
    hiç görmedim gökyüzüne bakmadan bitirdiğin bir geceyi …
    gitarın telini severdin sen sadece tellerine dokunmayı severdim işte ben bu yüzden
    her yazdığım şarkının bir hikayesi olduğunu kimse bilmezdi
    her satır yaşanarak yazılırdı bize göre acısı da tatlısı da bizim hayatımızdı
    konuşmayı çok severdin
    Susmak ölüm gibi bir şeydi senin için ki sen sustuğunda ben arkama baktım ve sen toprağı seviyordun
    gökyüzünde çizdiğin meleği yolladığını söylemiştin giderken
    her korktuğumda gökyüzüne bakıyorum şimdi
    yüz doksan dokuzdan sonra gelen iki yüzden başka iki yüz bilmedin sen
    neysek oyduk neysem oyum içim dışım bir diyen insanlara inat biz olduğumuz kadardık
    Her şey anlaştığımız gibi bende ama insanlar senin anlattığın kadar kötü değil daha da kötü geçenlerde bir yazı okumuştum kötü insan yoktur Allah ın yarattığı hiçbir şeyde kötü yoktur ahmak insan vardır
    böyle bir dünyaya fazlayım sanki sonunu bulup atlamak istiyorum bir buluta rengarenk bir ev kurup orda yaşamak istiyorum……..
    sen de çok seviyordun yolculuk yapmayı en az benim kadar
    şarkılar söyleyerek saçlarımızı rüzgara bırakırdık
    onların aşkına inandık biz aşkın tenine dokunmak gibiydi saçlarınla rüzgara dokunmak
    ağlarken dudaklarımı büküşüm komik gelirdi de o yüzden mi susturmazdın beni
    geldin işte aklıma geldin …ölüm dediler kahkahalarla güldüler …kaybetmek nedir bilmediler bilmediler ki hayat çok kısa bilmediler ki …
    belki bu gece belki yarın gece bir gece sabaha uyanamayacaklarını bilmediler …
    kaybettikçe kaybetmeyi seçtiler meleğim….
    ….her üç nokta bir cümle daha var gizemi tadında bende
    ki sakladığım her cümle sana gelsin üç nokta kadar…
    bunları yazarken dolan gözlerimi sev…ışığın altında ağlıyorum yeşil olsun diye …
    insanlar ölüme gülücükler saçıyor burada haberin olsun ! zorlasalar bir damla gözyaşı gelir mi dersin..
    her neyse ..
    ben iyiyim beni merak etme …
    son dilek fenerimi bıraktım gökyüzüne …
    gökyüzü renkli balon tadında…
    çilek kokulu mumlarım mavi sularda …
    tek bir ağaç orada…
    kopuk yapraklarla sana uzanmaya çalışıyor …
    ellerim son papatyada ..
    ayaklarımın altı yemyeşil çimen …
    beyaz elbisemi giydim ben artık bu masaldan gidemem ….
    elimdeki pembe pabuçlarım …
    dudağımdaki pembe rujuma uymuş …
    üzerimdeki gökkuşağını görüyor musun ?
    Annem melekler seni korusun demişti …
    pamuk helvamı seninle paylaşsam hep yanımda kalır mısın?
    ölümün tüm kapılarını kapatıp…
    2 ...