pazartesi günü sorguladığım kampanya. bir iş için avrupa yakasına geçmem gerekti. pazartesi günü istanbul nasıldı gören bilir. öyle bir kar yağışını ben ömrümde 2 defa gördüysem görmüşümdür. 15 dakikada tepeler bembeyaz olmuş. her neyse maltepe'den metroya bindim, ayrılık çeşmesin'de inip marmaray'a geçecektim. dedim bi sigara içem öyle binerim trene. çıktım. metronun yanında bir baba ve iki kız çocuğu, çocukların ayaklarında dandik bir spor ayakkabı daha 20. dakikada sırılsıklam olmuşlar. yerde sikindirik bir kartonun üstünde adam dileniyor. bi tane kızla göz göze geldim orada. o bakışı ömrüm billah unutmam. umuda dair hiçbir şey kalmamış gözünde, ağladı ağlayacak belli ki. 2 şemsiye var ellerinde, birini kafalarının üstüne almışlar diğeri de rüzgardan tarafa doğru sığınak olsun diye. iliklerine kadar titriyorlardı belli. natulius'un orada çatının altına sığındım, sigarayı yaktım yanıma bir kedi geldi. kediye baktım, sonra da çocuklara baktım. kedinin sığındığı yer kadar yerleri bile yoktu. cebimde para olsa verirdim. birisi işleri için çocukları kullandığında kanıma dokunuyor resmen. bitirdim sigaramı, arkamı döndüm gittim. hayata da sövdüm, akp'ye de sövdüm. o çocuğu o karın altında donmaya mahkum eden her şeye sövdüm amk. keşke elimden daha fazlası gelseydi. bu beyanı yapan yazara empati yap diyemiyorum, çünkü bu sözlüğü kullanan kimse o çocukla kendini aynı yere koyamaz.