iç acıtan, yürek burkan, beyin kemiren; bütün bunları yaparken bünyeyi virüs gibi saran bir illet. ve bu illet öyle bir uyuşturucu etkisi gösterir ki; onunla mutlu olmayı öğrenirsin. o olmadığında köpek gibi özlersin. işte bu aşamaya geldiğinde tebrikler! nur topu gibi bir yalnızlığın oldu.
artık kendini dış dünyaya kapatmaya hazırsındır. tabiiki yine işine, okuluna gidersin. insanlara sahte gülücükler dağıtır ve siyaset, futbol muhabbeti yaparsın. yanından geçtiğin temizlikçiye kolay gelsin topraam dersin. o da senin ne kadar iyi kalpli ve düzgün bir adam olduğunu falan düşünür. yeğenini sevmeye gidersin, oyuncak çikolata falan alırsın. boynuna sarılır ve dayısının bir kahraman olduğunu düşünür.
akşam olduğunda yine yalnızlık virüsü koynuna girmiştir. ensenden sana seslenir: senin ilacın benim, başkalarıyla mutlu o-la-maz-sın...
kovmaya çalışırsın onu. küfürler edersin. sen benim hiç bişeyim değilsin diye haykırırsın. ama o senin nazlı yarindir. kara toprak kadar sadıktır sana. bırakmaz.. ve başkalarıyla mutlu olmanı engellemek için ensenden hep seslenir.
yeni bir hayat kurmak istersin. hayatına birisi girmek için çaba göstermektedir. sana kendini açmış ve güvenmiştir. seninle mutlu olmak için hazırdır. sen de hazırsındır. ama biri hazır değildir: yalnızlık...
hayatına girmeyi hakeden kişiyi kendinden uzaklaştırırsın. virüsün bunu emretmektedir çünkü. ondan başkasıyla mutlu olamayacağına inandırmıştır. itaat edersin ve yine yalnız kalırsın.
hayatının hep böyle sürmemesi gerektiğini bilsen de, kopamazsın yalınlığından. sen f klavyedeki x harfi gibisindir; diğer herkes iç içeyken, sen dışarda bir yerlerdesindir. kullanılmazsın, kendini kullandırtmazsın. amatör futbol maçlarında kenarda bekleyen ambulansın şoförüsündür. mal gibi bekler ve gidersin. kimsenin sana ihtiyacı olmaz genelde.
aileniz varsa ve sizi seviyorsa; kıymetini bilin. çünkü onlar dünyanın tek antivirüsüdür. sağlıcakla:
